2000'li yillarin basinda onu ilk tanidigimd Radikal gazetesindeki kösesinde, itiraf etmeliyim ki cok begenmistim. Uzun yillar da kalemindeki leziz tada hayran kalarak okumaya devam ettim onu.
Fakat zaman icerisinde beni rahatsiz eden seylerle karsilasmaya basladim onda. Säyledikleriyle yaptiklari arasinda tutarsiz bir insan karsima cikmaya basladi. Kemalizme karsi sert elestiriler yöneltirken, hatta Kemalist Kisilik Bozuklugu gibi kendine özgü bir kavrami dahi kabul ettirirken esasinda kendi icerisindeki kemalizm ile yüzlesmedigini görmeye basladim. "Türbanlilari cagdaslastirmaliyiz" diyen Türkan Saylan övgüsü ve onu hümanist olarak degerlendirmesi cok önemli bir veriydi mesela. Onun övülüp durulan vicdani bu kadar aslinda. Yani tam bir vicdansiz vicdan kumkumasi.
Bildigi tek sey oturdugu yerden ahkam kesmek olanlardan birisi de o. Hicbir yerde elini tasin altina sokarken görmedik, cok sükür...
Neyse lafi uzatmadan onu Etyen Mahcupyan'in ehlil kalemine birakalim:
"Kendisini kirli siyasetin disinda duran, mazlumdan yana siyasetini tavizsizce sürdüren 'hic yaslanmayan bir taze gelin' saniyor..."
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen