Freitag, 4. Dezember 2009

Ahmet Ulucay öldü diyeler


Hep hayallerim oldu. Hala var. Ama hicbir zaman onlarin besinden gidecek yüregim olmadi. Bu yüregi olanlarin arkasindan hayranlikla bakakalmam ondan. Onlara olan sevgim bir miktar da benim onlarin kimliginde kendimi aramam ve görmemle birlikte, belki de, artti.

Bir gece yolculugunda TRF Fm'den aldim Ahmet Ulucay'in vefat haberini. Ugradigim sokun benzerini en son Hrant Dink'in vuruldugu haberi aldigimda yasamistim...

İste Ahmet Hoca da bu hayallerinin pesinden giden 'delilerden' biriydi. Kütahya'nin Tavsanli ilcesinin dünyaya gelmis, bütün ömrünü orada gecirmis ve daha 12 yasindayken tutundugu sinema askinin pesinden kosarak geriye bir tane (uzun metrajli) olsa da onlarca film birakmislardan cok daha kalin bir iz birakarak buralardan ayrilmis bir degerdi Ahmet Ulucay.

Karpuz Kabugundan Gemiler Yapmak, bir sinemasevere izledigi anda o sanata olan sevgisini en az ikiye katlayan bir is. Filmde ortaokul caglaribndaki iki gencin kopmus film seridlerini oynatarak nasil köy sinemasi yapmaya calistiklari anlatilmakta ve bu 'orjinal' hikaye esasinda hayal ürünü bir senaryodan da ibaret degil. Ahmet Ulucay'in kendi hayat hikayesinin ta kendisi. Ve filmin sinemasal anlamdaki kalitesinin yaninda (hakikaten cok ustaca cekilmis olmasina ragmen hikaye icerisinde egreti durmasi nedeniyle evin genc kizinin cevizli erotik sahnesinin disinda laf ediliebilecek hicbir husus yok. Su gibi duru, tertemiz ve tek kelimeyle muhtesem bir eser.) Ahmet Ulucay'in hayallerinin pesinden kosarken verdigi bu mücadele ona olan sayginin katmerlenmesine yol aciyor.

Ve onun bu ugurda verdigi akil disi emek sirasinda ona her zaman destek cikmis esi ve ve alinan heykele ciplak bu diye elbise diken annesi ile daha da bir güzeldi bu insan...

Ruhun sad, topragin bol olsun hocam....

Degismeye baslayan egriler

Galatasaray galibiyetinden bu yana dikiş tutmuyor Fenerbahçe. Elbette bu negatif seri Galatasaray karşılaşmasına kadar düsmanlarinin asabini bozmayi basarmis Fenerbahce'in kocayan kurt misali köpeklerin maskarasi olmasina yol açti.

Medyada bugünlerde bitmek bilmeyen basta Aziz Yildirim düsmani Feridun Nigdelioglu imzali felaket haberleri de yine bu negatif performansin ortaya cikartigi garabetlerden baska bir sey degil...

O bakimdan Twente karsisinda elde edilen galibiyet Fenerbahce icin görünenden cok daha fazlasini ima ediyor, vaad ediyor. Bunun arkasini Eskisehir deplasmanindan elde edilebilecek olan muhtemel bir galibiyetle Fenerbahce getirebilirse (ki bence getierecek) inise gecmis performans egrisini yeniden yukariya dogru dogrultmaya baslayacak demektir. Tabii ayni dönemde benzeri bir dogrultuya Galatasaray'in da adini yazdiracagini öngörmek cok fantazi olmayacaktir. Gönül isterdiki Galatasaray'in düsüse gectigi su son haftalarda Fenerbahce bu performans zaafi göstermesin. Ama ayni düsünceleri Galatasaraylilarin da tasidigini düsünürsek bu hususta hayiflanmanin cok fazla da manasi olmadigini daha rahat görmemiz münkün olacaktir.

İlk haftalarin 'rezili' ama simdilerin pasasi Denizli'nin BJK'si ise yine benim düsüncemce bugünden itibaren bu basarisi serisini bozacak ve spor sayfalari yeniden ürkütücü dünüslerinden birine imza atacaktir...

Yazinin sonlarina dogu Galasaray'a gelecek olmasi ihtimali güc kazanan Hamit olayinin beni ziyadesiyle rahatsiz ettigi belirtmek isterim.