Montag, 21. Dezember 2009

Fikri takip ve Özelestiri

Sene basinda Bundesliga hocalarinin gelecegi ve performanslariyla ilgili bir takim tahminlerde bulunmustum...

Devre arasina girildigine göre bunlara bir göz atmakta fayda var saniyorum. Daha önceki postta tahmini üc ana kategoriye ayirmis ve kesinlikle yoluna devam edecek olanlar, durumunlarini kestiremedigim ve mutlaka gönderilecek olanlar seklinde adlandirmistim... Özellikle ücüncü kategoriyle ilgili cok hatali yorum ve öngörülerde bulunmusum...

Mesela ligin ilkyarisini zirvede bitiren Bayer'in basarili hocasi Heynckes ile ilgili ne yazmisim:

"Schalke ve M'Gladbach deneyimleri tam bir hüsran oldu, son calistirdigi iki takim. Onlarin yanina Leverkusen'i de ekleyeceginden süphem yok."

Simdi o Leverkusen ligin zirvesinde ve cok basarili bir performans koyuyor ortaya... Yani, hata 1: Juup Heynckes...

Sene sonunu görmeden gönderileceklerden birisi de bana göre Michael Frontzeck'ti... Ama o da Gladbach'i o ayardaki takimlar arasinda en yukarda tutmayi basardi...

Hatalarimdan birisi de Bruno Labbadia... Bakin onunla ilgili de bir baska postta ne yazmisim:

"Benim tahminim o durki, Labbadia ligin sonunu görmeden gidecek olan isimlerden birisi, hatta listenin basina ilk yazacagim isim..."

Lakin Labbadia konusuna bir serh düsmek isterim. Kendisi kupadan elendi Hanburg ile. UEFA'da da grubu ikinci sirada tamamliyabildiler. Ligteki konumlari da aslina bakarsaniz kendi potansiyellerini henüz yansitamamakta... Yani Labbadia konusunda her an isler degisebilir.

Mutlaka gönderilecekler basligi altinda isabet sagladigim tek isim ise Marcel Koller.

Kategorilerden birisi de yukarda yazdigim gibi, mutlaka takimin basinda kalacak olanlar idi.

Burdaki isimlerin cogunda basari sagladigim söylebilir. Lakin iki isim de yine yanildim. Bunlardan birisi sampiyon olacagini dahi iddia ettigim Babbel. Gectigimiz günlerde Stuttgart'taki görevinden alinan kötü sonuclar yüzünden kovuldu. Diger isim ise, caliskanligini övdügüm ve bu istikrariyla bu sezon da mutlaka sene sonunu görecektir dedigim Favre... O da Hertha'dan gectigimiz haftalarda kovulanlardan.

Takimlarini basinda kalamayan iki diger hoca icin ise, ne olacagini kestiremiyorum; aldiklari sonuca göre yollari belli olur demisim. Dieter Hecking ve Michael Oenning.

Her seye ragmen saygiyi ve tebrigi hak eden takim


Bu karsilasma cok ama cok önemliydi. Ilk yariya lider olarak girmek, psikolojik anlamda bir rahatlama ve özgüven saglarken; bozuk zihniyetteki spor medyasinin Fenerbahce'ye yönelik yaptigi sistematik yipratma haberlerinin de etkisizlesmesini ve azalmasini sagladi...

Galatasaray derbisinden bu yana dünkü oyun Fenerbahce'nin oynadigi en iyi oyundu. Ama üzgünüm ki, önümüzdeki her hangi "önemsiz" denilebilecek bir deplasman karsilasmasinda Fenerbahce yine bu takim degilmis gibi oynayacak.

Ta Zico döneminde baslayan, Aragones döneminde de devam ettigi gözlenen bu durumun, Daum ile birlikte de cok fazla degismedigi anlasiliyor... Trabzonspor, Galatasaray vs karsisinda cok iyi bir Fenerbahce; ama Eskisehir deplasmaninda dökülen bir takim. Diyarbakir gibi, Bursa gibi bazi deplasman karsilasmalari var ki, bu karsilasmalarda Fenerbahce biraz daha farkli ama yine de genel cizgisi degismis degil... Iste Fenerbahce'nin bu hali zaten takima güven duymamizi ve iyimser olmamizi engellemekte.

Sahadaki kadro her halde anket yapilsa taraftarlar arasinda uzak ara en fazla istenecek kadroydu... Topuz ve Özer ayni anda kadroda... Santos sol-bek. Hoca böyle devam eder mi, yoksa Kazim dönünce formayi kapar mi yine; bilemiyorum, ama benim kanaatim, bu takimin üzerinde durulmasi gerektigi ve ideal kadronun bu sekilde olmasi yönünde...

Genclerbirligi galibiyetinden sonra devreye lider girdik diye havalar ucan Galatasarayli bloggerlara da esas liderin kim oldugunu gösterdigi icin ne kadar tesekkür etsek azdir Fenerbahce'ye...