Donnerstag, 1. Januar 2009

Kücük bir Nostalji...

Fenerbahce'nin izledigim ilk maci, 1987 senesine denk gelir. Rakip Besiktas'tir. Ve Fenerbahce sahadan 4-0 gii agir bir skorla ayrilmistir. O sirada kaledeki isme, benim Fenerbahceli olmamda yogun emegi olan komsu agabeyler küfür ederken ben sadece futbolun ne oldugunu ögrenme cabasi icerisinde bu adamin hakikaten iyi bir kaleci olmadigini düsünmekle yetiniyordum.
O ismin adi Lukovcan'di. Bu geldi aklima birden. Ve o tarihten bugüne dogru sayarak bir takim "balon" transferlerin albümünü olusturmak istedim.

1. Zvan (Jivan) Lukovcan

Sol tarafta resmi görünen yakisikli Fenerbahce'ye 1986'dan 1988'e kadar iki sezon Fenerbahce formasi giymis. Ilk baslarda fena sayilmayacak performanslar cikartmis. Yugoslavya milli takiminin da kalesini koruyormus o zamanlar, ilginc. Lakin benim hatirladigim 1987-1988 sezonunda berbat for sezon gecirmisti.

Kendisinin parmadiginin birinin olmadigi söylenir. Bilmiyorum ne kadar dogru. Ayni sekilde bir keresinde tesislerde o zaman Fenerbahce yönetici olan Aziz Yildirim tarafindan yedigi goller yüzünden kovalanmisligi söz konusuymus. Bu daha da ilginc.



2. Czestaw Jakolcewicz:
Ikinci isim 1990 senesinde saniyorum takima sonradan katilan ve ilk ciktigi karsilasma Galatasaray ile idiydi. O karsilasmada akil kalanlar, Galatasaray'in Tanju'nun 2 golüyle kazanmasi, Yusuf'un Fenerbahceli bir futbolcuya attigi tokat, yagmur nedeniyle camura kesen sahada herkesin üstü basi camur icindeyken Fenerbahceyle ilk macin cikan Jako'nun üstünün kirlenmemis olmasi o sirada bazi Fenerbahceli taraftarlar tarafindan "yav bizimklerin her tarafi camur icindeyken adam bir tane bile camur sicratmadi üstüne" seklinde övgülere mazhar olmustur.

Jakolcewicz, Fenerbahce'nin 2-1 kaybettigi bu macta tek golünü atan kisiydi, penaltidan. Cok umutlanmistik kendisinden ama sezon sonunda gönderilmisti. Sonralarda Hakan Sükür tipi santrafor arayan su günlerde orta sahada hem prens yapan hem hücuma katkida bulunan oyuncu arayislarinda olan Fenerbahce'de o zamanlar mütemadiyen libero arayisi icindeydi.


3. Ivan Vishnewski:
Ücüncü olarak sectigim isim "Visnevski". Cizgiden rövasatayla bir top cikarti diye hatirliyorum. O da o zamanlarda Fenerbahce'nin deli gibi arayip durdugu liberolardan.
Sonuc; sonuc basarisiz elbette. Yukardaki "Jako" dan önce mi bu takimin formasini giydi, yoksa sonra mi geldi su anda tam hatirlayamiyorum yalniz.


4. Poitr Soczynski:
O dönemlerdeki libero takintisini bir baska disa vurumu. Maalesef o da tatmin edemedi. Galiba 1991-1992 sezonunda takimin formasini giydi ve bir sezon sonunda gönderildi.


5. Dzoni Novak:

1992-1993 sezonunda Fenerbahce'ye transfer olmus slovenyali. Ilk trasnfer oldugunda, yani yaz döneminden ligler baslayana kadar olan sürec icerisinde cok övülüyordu kendisi. Sol tarafta oynuyordu, ortasahada.

Cok kivrak ve süratli oldugu söyleniyordu. Tahmin ediyorum mütemadiyen sol taraftan driplinkleriyle cizgiye iner ordan ceza sahasina geriye dogru yerden toplar cikartirdi. Hatta Besiktas ile 2-2 kalinan bir macta saniyorum bu sekilde bir asisti vardi. Yukardakiler kadar hayal kirikligi olmasa da cok da fazla tatmin etmemisti kimseyi.

6. Stanimir Stoilov

Ayni sezonda Novak'la gelmis bir diger oyuncudur Stoilov. Cok iyi bir sol ayagi oldugu söyleniyordu. Ama ondan da istifade edilemedi. Bunun en büyük nedeni de, sene basinda yasadigi sakatlikti.
Uzun arastirmalar onun takimla birlikte cekilmis bir fotografina ulasamadik.


7. Demir Hotic

Ve iste efsane. Yok bundan büyük bir transfer Fenerbahce tarihinde. Saniyorum Güven Sazak yönetiminin magrifetiydi. Uzun yaz boyunca bir türlü yabanci oyuncu transfer edemediler. Transfer sezonunun sonlarina dogru apar topar getirilmisti, saniyorum Bosna'dan.

Ilk ciktigi karsilasma, o zaman yeni baslayan atv'nin yayin hakkini aldigi TSYD Kupasi idi. Galatasaray'a karsi o macta ceza sahasi icerisinden bos kaleye gümlettigi bir sut var ki, akil almaz birseydi. Gol olmamisti ama anlasilan iyi bir futbolcu aldik demistik. Sonrasi hava civa cikti tabii. Sonra da gitti. Tüm kariyeri boyunca Fenerbahce'deki, sadece 1 gol atabilmisti. O da cok tesadüfi bir göntüntü sergiliyordu.



8. Andreas Wagenhaus:


Hotic ile birlikte gelmislerdi. Sazak'in bir kabus gibi baskanligina cöktügü ve Osieck'in kendince birseyler yapmaya calistigi Fenerbahce'de. Hotic kadar facia degilse de, Fenerbahce'nin daha sonraki dönemlerde formasini giymis ve begeni toplamis, unutulmazlar arasina girmis, Uche veya Högh gibi bir óyuncu da olamamistir. Iyi giden bir Galatasaray macinda Erdal'in omuzlarina basarak bir hava topunda penaltiya sebebiyet vermisligi vardir, Ali Sami Yen'de. Hakem Ahmet Cakar. Cok canim sikilmisti.


Genel Fenerbahce taraftarinin aksine ben yine de severdim kendisini. O zavalli Fenerbahce takiminda, en azindan fiziksel özellikleriyle iyi bir durusu vardi, güclüydü. Hava toplarini alabiliyordu ki, özellikle Hakan Sükür'le cok büyük bir hakimiyet kurmus Galatasaray'a karsi iyi bir silah olabilirdi bu hali. Gerci onun karsisinda cok basarili olamadi o ayri.
...
Bu arastirmada secilen isimler daha cok unutulmaya yüz tutanlar. Uche yok mesela. Cünkü Uche'yi herkes hatirliyor hala. Högh de öyle. Ama Wagenhaus öyle degi. Ve amac, okurlardan birisi bu isimlerden birisini gördügünde, "evet ya vay anasini Hotic gibi bir adam bile forma giymsti" diyebilmeli. Secilmis isimler genelde bu amaca yöneliktir.