Mittwoch, 7. Dezember 2011

Kocaman ve Bilica; Galatasaray-Fenerbahce: 3-1

Dun firsat bulabilseydim, bu karsilasmayla ilgili buraya, favorinin Galatasaray oldugunu, bir beraberligin Fenerbahce icin iyi bir skor olacagini yazacaktim.

Ama gelgelelim bu derece kepaze bir oyun ve skor beklemiyordum. Sansliydik; yoksa 6-0'lik tarihi skorun rövansi rahatlikla alinabilirdi bugün.

Isin bu derece rezil bir skora ve oyuna evrilmesinde en buyuk sorumlu da Aykut Kocaman ve Bilica idi. Bilica'nin durumunu bir kenara birakalim ve fakat Kocaman'in kararlarini mutlaka konusmaliyiz...

Sakatliklari kabul ediyorum; Topuz, Bekir gibi oyuncularin eksikligi sizi elbette sikintiya sokacaktir, ama ikinci yarinin basi gostermistir ki, bu sartlarda dahi Fenerbahce alisilagelen ve sayesinde buyuk rakipleirne karsi her zaman ustunluk sagladigi kurgusuna hic de fena sayilmayacak oyuncularla sahip olabilmekte.

Elimizdeki santrafor Guiza olsaydi anlardim, ama yabanci sinirlamasinin oldugu bu yuzden de Stoch'un kenarda tutulmasi gerektigi bir anda sahadaki tercihlerinizden bir tanesinin Bienvenu olmasini nasil anlamlandirabilecegiz. Kabul ediyorum Semih cok formsuz. Ama Bienvenu de ondan etkili degil. Ve en azindan yabanci degil.

Aykut Kocaman benim cocukluk kahramanim, bunu bu sitede bilmem kacinci kez yaziyorum. Ama onun teknik adamlik becerisi hakkinda Anadolu kluplerini calistirirken dahi her zaman rezervlerim olmustu. Derli toplu takimlar yaratabilme, belli bir sistem pasoyunu oynatabilme, takimlarina kimlik verebilme konusunda her zaman belli bir seviyeyi yakalasa da, Avci'nin, Saglam'in veya Bulent Uygun'un yaptigi flas imzalari hic atamamisti. Fenerbahce'nin basindaki seruveninde de bunu daha iyi anlayabiliyor ve bundan dolayi endiseye kapiliyoruz.

Futbol duz mantikla yurumuyor cunku. Gecen sezonun basinda, sadece hizli oyunculari transfer ederek bir anda fantezilerini susleyen 4-3-3 e gecebilecegini sandi, bu onun teknik direktorluk kariyerinin sonu oluyordu. Hucumcu cikartip, savunmaya yonelik oyuncu alarak kalesini daha iyi savunabilecegini dusunuyor ama bu maclarin cogunda tamamiyle rakibi uzerine cekmek zorunda kalarak daha fazla pozisyon vermeye basliyor. Ve bu aksam oldugu gibi ortasaha ve savunma oyuncularinin sayisi daha cok olunca daha kolay beraberlik alabilecegini saniyor ama Fenerbahce tarihi bir hezimetten zor kurtuluyor...

Bu degerli insani elbette bir cirpita silip atma derdinde degilim; gecen sezonki muthis sampiyonlukta da, bu sezonki krizi yonetme konusunda da olaganustu isler yaptigini biliyoruz. Ve fakat, mevcut krizin onda ciddi bir metal gerileme yarattigi gercek. Bu elestiriler de biraz bunu vurulamak adina. Zaten haftalardir suregelen formsuzlugunu bu aksamki performansiyla taclandirmis oldu. Ve benim duzelecegimiz yonunde hicbir umudum da yok.

Cunku ne takim kalitesi bunun icin yeterli, ne de hocanin bu kadar dagilmasina yol acan sike krizi kisa sure icinde netlesip takimin uzerindeki bulutlari yokedecege benzemekte ne de yonetim Aziz Yildirim'siz degisik hamleler yapabilecek duzeyde...

Umarim ben yanilirim...