Mittwoch, 27. Januar 2010

Fenerbahce'nin Vizyonsuzlugu!

Bloglar arasinda dolasirken dikkatimi ceken bir husus var. Fenerbahceli taraftarlar Galatasaray'in yaptigi transfer hamlelerinden dolayi ciddi manada kiskanclik ve huzursuzluk icindeler. Panige kapilmislar ve henüz transfer yapmadigi icin yönetimi, beceriksizlikle, is bilmezlikle ve vizyonsuzlukla sucluyorlar...

Transfer ne icin ve nasil yapilir? Bir noktada ihtiyaciniz vardir ve siz belli bir plan dogrultusunda uzun zamandir zaten izlemekte oldugunuz oyunculari o ihtiyaciniz oldugu noktaya monte etmek icin girisimlerde bulunursunuz... Ezeli rakibiniz havali transfer yapiyor diye, siz de yapmaya kalkarsaniz bunun adi vizyonlu olmak vs. degil, aptalliktir...

Kewell, Baros, Neill, Jo, Dos Santos, Keita, Rijkaard, Nesskens. Galatasaray'in son iki sezonda yaptigi "flash" transferler... Bu listeyi gören rakip takim taraftarlarinin öncelikle de zaten hicbir zaman hicbir seyi begenmeyen Fenerbahceli taraftarlarinin canini sikacagi asikar... Lakin önemli olan bir husus var: bu ikisi iki farkli takim. Tasidiklari dinamikler de o yüzden ayni degil. Ihtiyaclari ve eksikleri farkli. Fenerbahce'nin trasnfer politikasi ve vizyonsuzlugu elestirilecekse, bu Galatasaray'in yaptigi hamlelerden soyutlanarak yapilmali, onun gölgesinde veya etkisinde kalarak degil...

O haliyle düsündügümüzde belirli bir takim eksikliklerin oldugu asikar. Örnegin Daum gönderildiginde veyahut gittiginde yerine gelen Zico'nun belirli bir plan dahilinde degil, mecburiyetten, zaman darligindan ve transfere cok gec kalinmasindan dolayi takima getirildigini hatirliyoruz... Onun eline verilen kadro olusturulurken de menejerler araciligiyla yine cok ciddi bir plan ve perspektif cercevesinde olmayan Deivid, Edu gibi isimlerin transfer edildigini biliyoruz. Aragones döneminde de Guiza transferi basarisiz görünse de hamle itibariyle olumlu karsilanirken, takimda cok önemli bir bosluk olusturan Aurelio'nun alternatifinin son dakikaya kadar belirlenmedigi Josico hamlesiyle net bir sekilde gözler önüne serilmisti.

Bu sezon basinda ise, takima kazandirilaran Cristian ve Santos gibi isimlerin bazi taraftarlarca cok begenilse de beni tatmin etmedigini söylemek isterim. Fenerbahce'nin bu isimleri uzun zamandir izleyerek ve arastirarak mi transfer ettigini yoksa yine menejerler ve tavsiyeler dogrultusunda pazardan alir gibi -daha evvel cokca yaptigi- mi transfer ettigini henüz tam olarak bilmiyoruz...

Fakat buna mukabil bütün bu kaotik ve olumsuz tabloya ragmen, ligte lider, her iki kupada da yoluna son derece basarili bir sekilde devam eden bir takim var ortada... Yabanci transferler hususunda tatmin edilicilikten uzak kalsa da, yerli isimlerde oldukca basarili bir cizgi tutturdugunu yine söylemeliyiz yönetimin...

Örnegin iki sezon evvel getirilen Emre dolayisiyla yönetime nefret kustugumu cok iyi hatirliyorum. Lakin su anki manzara beni ciddi manada yaniltti. Topuz hamlesini de cok sinir bozucu bulmustum ama henüz tam resim cikmasa da ortaya, zaman bu konuda da beni haksiz cikartacak gibi. Gökhan Ünal ile ilgili de ayni hataya düsecegim seklinde bir his var icimde.

Velhasil söylemek istedigim; bir olduyu ele alip incelerken bunu bir bütün olarak degerlendirmeli ve bu yapinin ortaya koyduklarini dikkatlice okumaliyiz...

Yabanci transferlerde ne derece tatmin edicilikten uzaksa da bu yönetim (ki bu hususta PVH, Alex, Lugano, Luciano, Appiah, Aurelio gibi taraftarlarin sevgilisi olan yabanci isimleri transfer edenlerin de ayni yönetim oldugunu unutmadan) yerli isimlerde cok iyi hamleler yaptigini ve bütün olarak son alti sezonda 3 lig sampiyonluga 2 defa lig ikinciligine ve bir defa SL ceyrek finaline ulastigini görüyoruz. Bu sezon da yine sampiyonlugun en büyük favorisi ve demin de dedigim gibi her iki kupada da cok iyi gitmekte. Yani vizyonu, olaganüstü transfer hamleleri ve neredeyse tanri ilan edilecek olan teknik direktörüyle herkesin yere göge sigdiramadigi Galatasaray'in her anlamda önünde durmakta bu vizyonsuz ve becereksiz yönetimin takimi...

Kimsenin memnun kalmadigi, Kazim, Carlos ve Önder'in takimdan ayrilmasi nedense birden bire yine birer eksiklik ve zayiflama olarak okundu. 'Önder gitti onu begenmiyorduk ama simdi onun yerine adam almalisin' diyenlerin ayni zamanda 'iyi de kimi?' sorusuna verilecek cevabi olmali bence. Cünkü yabanci ismin belli bir siniri var, yerli oyuncu olarak da alabileceginiz oyuncular ve potansiyelleri belli. 'Su Kazim'a verilen süre biraz da Özer'e ve Topuz'a verilse' diyenlerin simdi o gittikten sonra illaki de transfer diye diretmeleri yaman bir celiski degil midir ey talip?

Fenerbahce, Önder affini da icine alarak söylüyorum, kadro sikintisi yasamamaktadir. Takimdan ayrilan Kazim ve Carlos'un gidislerini ise Topuz, Özer ve Ugur gibi oyuncularin daha fazla süre almasina, Santos'un da esas mevkisinde oynamasina yol acacak kutlu hadiseler olarak okuma taraftariyim... Enseyi karartmayalim ve rakiplerin yaldizli transferlerinin isiltisinda sarhos olmayalim...