Freitag, 25. Dezember 2009

Önder Turaci'nin gidisi

Internetten edindigimiz haberlere göre Fenerbahce Önder Turaci ile yollarini ayirmis... Bundan birkac hafta öncesinde pespese cereyan eden ve takim icerisinde ciddi manada disiplin sorunlari oldugunu gösteren bir dizi sansasyonla karsi karsiya kalmistik...

Kazim ile Santos'un bir gece kulübünde eglenmeleri görüntülenmis, Kazim'in da bu konuda teknik heyeti yanlis bilgilendirip kamuoyu önünde kendi takimini yalanci cikartmasi durumu söz konusu olmustu...

Arkasindan yine sabah akarsi gece kulübünden gelen Kazim'in antremana gec kalmasindan kaynakli bir trafik kazasi ortaya cikmisti...

Cok gecmedi, Önder Turaci'nin ne oldugu belli olmayan (aslinda bal gibi olan) bir kazasi acik oldu...

Ve pesi sira oyuncularin sex skandallari...

Bu bahsettigim isimlerin yanina, Carlos ve Vederson'un da adi karistirildi filan...

O dönemde sessiz kalan yönetim Önder Turaci hamlesiyle göstermistir ki reaksiyonu devre arasina saklamis... Önce gitmek isteyen Carlos'a kal denilmedi; ki bence bu durumda bire bir yukardaki disiplin olaylariyla ilintilidir, zira istese idi yönetim Carlos'u göndermeyebilirdi... Appiah'a daha evvel, cok iyi para verildigi ve kendisi de gitmek istedigi halde ne yapildigini cok iyi hatirlamaktayiz...

Carlos'tan sonra Önder Turaci ile de iliskiler kesilmis... Muhtemelen de sirada Kazim var.

Pekii bu hamleler yerinde mi? Bana kalirsa son derece saglikli ve yerinde hareketler bunlar... Orasi kimsenin ciftligi degil; oyuncularin da illaki bir Aykut Kocaman-Ridvan Dilmen Fenerbahceliligine sahip olmasalar da, aldiklari milyonlarca euronun karsiligini vermeleri gerektigini anlamari gerekiyor...

Hic lafimizi sakinmayalim. Dos Santos eminim simdiye kadar ki hayatinda en fiyakali sosyal hayatini yasamakta... Kendisinin daha evvel yasadigi sehirler nasildir bilmiyorum, ama bir Istanbul cazibesinde olmayabilecek olmasi ihtimali, hangi sehirlerse artik o sehirler, oldukca yüksek... Simdiye kadar bu derece iyi bir ücretle beslenmedigine ise adim gibi eminim zaten... Elbette bunlarin bir karsiligi var. Kimse onun kara kasi kari gözü icin bu nimetleri ayagina sermemekte.... Yapmasi gereken veya kendisinden beklenen ise cok fazla bir sey degil... Profesyonelligin hakkini vermesi...

Profesyonellik ise Ugur Meleke gibi bazi sikici yazarlarin söyleyip durduklari gibi "ne var canim bu oyuncular macta kaybettikleri icin yasa mi bürünsünler. Bunlari bir özel hayati yok mu, soyunma odasinda telefonda mac cikisi ailesiyle görüsemez mi" den ibaret degildir.

Profesyonellik alinan paranin hakkini vermeye calismaktir. Bu da en iyi sahada olur. Mücadele edilmeli, takimin galip gelmesi icin elinden geleni yapmalidir oyuncu... Buna ragmen kaybedilebilir; sorun degil, ama o mücadele konulmalidir ortaya... Santos gibi on dakika icerisinde sahada yürüyecek hali kalmayan bir oyuncuya da; "kardesim sen kendine neden bakmiyorsun" sorusunu sormak profesyonel ahlaka aykiri bir durumu ima etmez...

Konuyu cok dagittigimin farkindayim. Yeniden Önder'e dönelim...

Teknik anlamda Fenerbahce'yi sikintiya sokacak bir hamleymis gibi dursa da, alinmasi kanimca kesinlikle dogru olan bir karardi bu. Blogu yakindan takip edenler veyahut bir sekilde zahmet edip arsivi tarayanlar görecektir ki, sene basindan bircok Fenerbahceli taraftar Bilica-Önder defansina süpheyle hatta ne süphesi büsbütün dehset icerisinde bakarken, ve Lugona geldikten sonra da, bir transfer daha yapilmali savunmaya diye söylenirken, olmazsa da olmaz; Önder-Bilica ikilisine güvenelim dedim durdum...

Onun muhtesem bir savunmaci olduguna inandigimdan degil. Ondan önceki Edu göklere cikartilirken onun bu derece degersizlestirilmesi idi beni sikintiya sokan... Savunma dedigimiz olgu son kertede bütünüyle takimi kapsayan bir olgudur cünkü ve iyi bir ortasaha ve geriye dönüsleri ve kapanislari iyi olan bir takim kurgusuyla Önder-Bilica ikilisinin de yeterli performansi verebilecegini iddia ediyordum...

Neyse Lugano transfer edildi. O da iyi bir yedek olarak tutulabilirdi kadro ve öyle de oldu... Su anda da Lugano ve Bilica'dan olusan göbegin ciddi bir yedek alternatifi olmadigini düsünürsek onun yoklugunun teknik anlamda hic sikinti yaratmayacagini söyleyemeyiz... Ama yine de bu durum o gelisen hadiselerin yaptirimsiz kalinacagi anlamina gelmemeliydi ve nihayet öyle oldu...

Bundan sonra basta Santos olmak üzere digerleri de daha dikkatli olacaklardir...

Ridvan Dilmen Fenerbahce'yi masaya yatiriyor


Milliyet'teki köseninin bugünkü basligi böyle... Ilginc tabii. Cok afiili duruyor. Bu ünlü futbol otoritesinden takiminizla ilgili yetkin analizlerle karsilasacagimizi ümid ediyor ve göremedigimiz kimi ipcularina Ridvan gibi bir futbol bilgesinin sayesinde ulasabilecegimizi saniyoruz, yaziyi önümüze aldigimizda...

O da ne... Ridvan ilk yarinin, zaten Fenerbahce'yi yakindan takip etmeye calisan benim gibi siradan taraftarlarin dahi hakim oldugu hikayesinin özetini yapiyor... Lige iyi bir giris yapmis... Evet biliyoruz. Izledik her hafta... Galatasaray macindan sonra ciddi bir düsüs yasamis; e ondan da haberimiz var. Son dönemde yeniden mücadele etmeye basliyip arzulu olunca iyi sonuclar gelmis... Bu da herkesin malumu zaten...

Fenerbahce zeminini de acilen düzeltmeliymis. Ki evet cok siradisi bir yaklasim bu. Kimsenin aklina gelmemisti bu husus... Ilkyarinin en etkilisi Alex'mis... Ki tabii bunlari istatistiklere bakarak söylüyorlar. Zira oyunsal anlamda Emre benim icin bu sezon Fenerbahce'nin en etkili ismiydi. Onun olmadigi maclarda Fenerbahce cok zorlanmisti.

Yani gazete sayfasinda görmedim ama tahmin ediyorum bir yarim sayfayi kaplayan bu calismada sizin bir taraftar olarak aslinda bilmediginiz ya da bilemeyeceginiz, en azindan benim icin, sadece birkac kücük bilgi söylüyor Ridvan Dilmen. Mesela Fenerbahce yönetiminin Volkan Babacan ve Mert'e cok güvendigi ve kaleci arayisi icerisinde olmadigi. Onun disinda ise maalesef demin de anlatmaya calistigim gibi yeni hicbir sey yok...

Halbuki ben sunlari beklerdim: Fenerbahce o düsüse gectigi sirada ne yasandi bitti? Gerisinde yatan seyler nedir bu zaafiyetin? Bunlari sadece oyuncularin istememesi veya mücadele etmemesiyle aciklayamayiz. Hem öyle bile olsa neden birden bire bu isimler isteksiz, sorumsuz oyuncular halini aldilar, ilk sekiz haftadakinin aksine? Degisen neydi ki? Kazim'in gelecegi ne olacak? Deivid'in, Semih'in, Guiza'nin durumlari nasildir? Aykut Hoca ile Daum arasindaki iletisim hakikaten de Ferudun'un iddia ettigi gibi eksi mi?

Iste ortamala bir Fenerbahce taraftarinin aklinada olusabilecek soru isaretleri ve bir otoriteden, futbolun icinde kendisinden daha fazla bulunan birinden, bu isten para kazanan bir profesyonelden ögrenmek istedikleri... Bizler Ridvan ve benzerlerinden zaten bizim bildigimiz, gördümüz seyleri yeniden bize anlatmasini beklemiyoruz, degil mi ama?

Neyse cok uzatmayalim; velhasil medyamiz cok konuda oldugu gibi bu hususta da cok eksik kalmakta...