Mittwoch, 31. Dezember 2008

Boeteng Köln'de...

Böyle diyor Köln'ün yerel gazetesi Express. Express yaziyorsa genelde söyle bir durur ve olayin üzerinden birkac günün gecip baska kaynaklarin da bu transferi onaylamasini beklerim.

Ama anlasilan o ki bu sefer tamam. Ganali ortasaha oyuncusu Boeteng Köln'ün yolunu tutmus durumda. Boeteng'in agzindan Ocak'ta Köln'deyim dedigi yazilmis.



Böyle bir elemana ihtiyaci var miydi Köln'ün pekii? Elemani pek tanimiyorum. Ortasaha oyuncusu ama, defansif özellikleri agirlikli olan bir oyuncu mu yoksa daha hücuma dönük, takimin santraforlarini paslariyla besleyebilecek bir filigran mi?

Sayet ilk sikki temsil ediyorsa acikcasi cok gerekli oldugundan emin degilim, o bölgeyi, Petit ve Pezzoni ile oldukca basarili bir sekilde domine edebildi FC bu sezonun ilk yarisinda zaten. Esas eksikligi, Antar'in oynadigi forver arkasi ortasaha oyuncusuydu. Lübnanli'dan neredeyse hic faydalanamadi. Ve anlasilan o ki, Antar su anda kulüple sorun yasiyor. O bakimdan onun yerine alinmis bir oyuncuysa cok yerinde bir transfer olmustur demek.

Ümit Özat ile Röportaj

Fenerbahce'de bir hayli olumlu izler biraktiktan sonra hem kendi hem de cocuklarinin gelecegi acisindan Avrupa yolunu tutmus, kendisine bu konuda firsat saglayan eski hocasi Daum'un yanina gitmisti büyük kaptan.

Ilk senesinde Köln'de, oldukca iyi isler yapti. Ikinci ligin asist kraliydi. Sag-bekte oynuyordu ve Köln taraftari onu cok benimsemisti. Bu durum kendisini kisa süre zaten belli etti ve takimdaki daha ikinci senesinde kaptanlik mevkiine yerlestirildi.

Ama olcak bu ya, kaptan bir karsilasmada sahanin ortasina yigildi kaldi. Az su icti dediler. Kilo vermek icin hem agir antreman yaptigi halde cok yemek yemedi dediler kisa sürede bir sürü kilo vermis bu olma dediler vs. Ama sonuc farkli cikti. Kalbinde iltihap varmis. Nedir, ne degildir bilmiyorum ama, futbol oynama ihtimali yeniden görünen o ki cok az.

Neyse giris faslini cok uzattik. Takimiyla birlikte su anda Türkiye'de olan Umit röportaj vermis bir gazeteye. Istedim ki görmeyenler olabilir, bir kismini burda özetleyerek atkaralim bu röportajin.

Fenerbahce'de iken de hep akli basinda laflar etmisti Kaptan. Simdi de devam ediyor. Mesela gazetecinin, "İLK 6 hafta 4 yenilgi, son 10 haftada 8 galibiyet, 2 beraberlik... Bu nasıl iş?" sorusuna,

“ASLINDA bu sezon Zico’yla yaşadığımız ilk seneye benziyor. Hem rakipler, hem bizlerin çok puan kaybettiği 2006-07 gibi. Ama geçen seneki takımdan çok da olmasa iskelette eksilme var. Sakatlıklar var. Yeni hoca geldi. Takımı tanıması zaman alıyor. Bu ortamda hoca ilk etapta gördüğü oyunculara şans vermeye çalışıyor. Bu tür kayıplar normal. Ama Sivas ve Trabzon’u ayrı tutunca 3 Büyük takım puantaj olarak çok düşük kaldılar. Şampiyonluğu kaybettiğimiz sene ilk yarıyı 43 puanla, sezonu 81 puanla bitirdik Zico ile 67 ile ligi garantilemiştik. Genel düşüş var.”

gibi son derece makul cevaplar vermis. Mesela Fenerbahce taraftarinin genelinde görünen, Aragones kaka o geldi böyle oldu ah Zico olsa böyle mi olurdu gibilerinden sacmalamasinin izlerini görmek mümkün degil bu akli basinda adamda.

Devam edelim.

soru: "BUNUN sebebi lig mi, Fener mi, Zico-Aragones geçişinin faturası mı?"

“AVRUPA’DA çeyrek final oynamış bir F.Bahçe daha iyi olmalıydı. İlk haftalar
topladığın puanlar önemlidir. İkinci yarılar hem hava, hem fiziki şartlar itibariyle çok zor olur. İlk yarı daha iyi yerlere getirir. F.Bahçe’yi başarılı kılan iki derbiyi iyi geçmesi oldu. İki derbiyi iyi değerlendirdiler. Zirveye ortak olmasının nedeni iki derbi galibiyeti. G.Saray, 1996 -98 arası iki derbi kazanmadan şampiyon oldu. Puan olarak geride isen derbiler 6 puan değerinde. F.Bahçe 12 puan aldı. Hem de moral buldu. Tablo Anadolu takımlarının çıkışını, 3 Büyükler’in düşüşünü gösteriyor.”
Ve esas bombayi Argones hakkindaki düsüncelerinde patlatiyor büyük kaptan. Aragones'in geldigi günden bu yana, yasindan saglik durumuna ordan Ispanya ile elde ettigi sampiyonlugu o kadroyu ben de yapardim demeye getirene kadar herseyi diline dolayan densizlere su güzel cevabi yapistiriyor tokat gibi:

“AVRUPA şampiyonu oldu, her şeyi dediler, ‘Biz de yapardık’ falan filan. İspanya 30 sene şampiyon olmamış. Bir başarısı var inkâr edilemez. Kalkıp Aragones’in antrenörlüğünü tartışmak cahillik olur. Maçtaki hatalarını tartışabilirsin. Ama antrenörlük bilgisini, tecrübesini tartışmak cahillik. Hiddink 3 ay kaldı F.Bahçe’de. Kötü müydü? Senden sonra gitmiş Real Madrid’i çalıştırmış. Rusya’ya yarı
final oynatmış. Başarmadığı iş yok. Kötü mü peki? Türk takımları Del Bosque,
Aragones, bilmem kimi getiriyor. Adamlar Cannavaro, Guti, Figo,
Beckham, Ronaldo, Ronaldinho ile çalışmış. Ama sen adamın eline Ahmet’i
Mehmet’i veriyorsun, aynı başarıyı bekliyorsun.
"
Ve kaptan devam ediyor:

"...Oyuncu grubu, malzeme iyi olmazsa Mourinho’yu getirsen hikâye. Bugün bizim ligimizdeki sekizinci dokuzuncu takıma Mourinho’yu getir. Seviye aynı kalır. Bu ülkedeki 70 milyon, iki şeyi çok iyi biliyor: Spor ve siyaset. Ama ikisinde de geldiğimiz nokta ortada. Bakıyorsun, başarı kazanan 3 tane hoca (Terim, Denizli, Güneş) çıkartmışsın.”
Fenerbahce'nin ihtiyaci oldugu söylenen önlibero mevkiisine olasi bir transferle ilgili de,

“ÜÇ tane ön libero var. Chelsea’den Essien gelecekse gelsin. Selçuk’tan
iyisini almayacaksan niye alacaksın.”


demis. Fenerbahce'nin ligteki sansiyla ilgili ise oldukca iyimser Ümit Özat:

“AVRUPA’DA başarısız oldu bu takım. Ama Türkiye Ligi’nde başarısız denildiği sezonda liderin 2 puan gerisinde. Kımıldarsa ligin üstüne çıkar. F.Bahçe’nin herkes kadar, hatta herkesten fazla şampiyonluk şansı var. Biraz kımıldarsa en güçlü adaydır. İlk yarıdaki gibi kötü başlarsa, rakiplerin durumu önemli. Rakipler kaybetmezse şansı azalır.”

Özat'in Guiza sorunsaliyla ilgili söyledikleri ise bir hayli ilginc ve dikkat deger bence.

“YILLARDIR bu böyle. Ben 6 yıl oynadım. İleri ucu ile arkası arasındaki uçurum çok fazla. Güiza yalnız kalıyor. Semih’le oynadığında 2-3 kişiyle ceza alanına giriyor ama Alex de olunca bu kez orta saha düşüyor. Sonra Kayseri maçındaki gibi 4-1 yeniliyorsun.. Güiza’nın La Liga’da 27 gol atması önemli bir kriter. Ben Avrupa’da oynadım.. Uyum sorununu bilirim. Deivid için neler söylediler.. Ben ‘Futbolcunun kralı’ demiştim. Yanılmadım. Şimdi ‘Deivid yok böyle oldu’ dediler. Güiza da patlama yapacak. Bir kenara yazın, ben yine yanılmayacağım.”

Röportajin bence en dikkate deger kisimlari burasiydi. Ama daha detayli halini isteyen yukardaki linkten okuyabilir.

Kaynak: 27/12/08 tarihli Vatan Gazetesinden Hakan Yasar röportaji

Ve Mehmet Yildiz kaldi...

Klise spor diliyle söylersek Mehmet Yildiz Sivasspor'da devam ediyor yoluna. Birkac post evvel bu sonucun ortaya cikacagini söylemistik. Kahin degiliz tabii ki, Bülent Hoca'nin telefonda 5 Milyon Euro veren alir lafi vadigimiz bu sonucu önceden mustuluyordu.
Bence varilan bu sonuc her iki taraf icin de iyi oldu. Hatta üc taraf. Sivasspor, kendi sisteminin cok önemli bir parcasi olan oyuncusundan ayrilmak zorunda kalmadi ve basarisini kalicilandirmak yolunda önemli bir kazanc elde etti. Galatasaray, elindeki forvet bollugu icerisinde transfer etseydi bence oldukca büyük masraf yapacak ama bunun karsiliginda cok büyük verim alamayacakti. Mehmet Yildiz ise, kendisini var eden bu sistemden ve takimdan koparak yitip gitme tehlikesinden kurtuldu.