Donnerstag, 17. September 2009

Avrupa'nin Yilmaz Vural'i: Zico


Zico'nun CSKA'da basarili sonuclara imza atamadigini ve yakinda kovulmasinin olasi oldugunu daha evvel yazmistim iki postta. O beklenen son gecen hafta gerceklesmisti. Zaman asimina ugradigi ve zaten herkesin bu olaydan internet vasatisiyla haberdar oldugu icin kovulmasiyla ilgili bir post girmedim...

Lakin yatmadan evvel ögrendigim bir Zico haberi yeniden bilgisayarin basina gecirdi beni. Haberde de görülecegi gibi Zico, Yunanistan'in önemli kulüplerinden biri olan Olimpiyakos'un basina gecmis.

Haberin özetini verdikten sonra yoruma gecebiliriz: Benim anlayisim, teknik adamligim ciddi ve basli basina bir meslek oldugu yönündedir.

Aksini iddia eden mi var?
Biraz daha acayim: Örnegin futbolculugu basarilarla dolu olan bir ismin ayni zamanda cok iyi bir teknik direktör olacagi anlamina gelmez bu. Dedigim gibi teknik adamlik, futbolculuktan ayri, kendi basina baska bir meslektir. Bir teknik adam icin filanca köse yazarinin herhangi bir mac öncesi kösesinden kendisine yaptigi önerilerin, eski bir futbolcunun tv basindaki sözlerinin de bir manasi olmamalidir.

Ayni zamanda teknik adamlik ciddi bir istir. Örnegin bir takimi hazirlik kamplari baslamadan, transferler tamamlanmadan teslim almasi gerekir. Lig baslamadan evvel, yapilmasi gereken islerle ilgili planlarin ve programin tamanlanmis olmasi gerekir. Hocanin lig baslarken artik takimina ve cevresine alismis, önündeki sezonun bütününü kapsayacak hazirliklari tamamlamis olmasi gerekir. Eger bir teknik adam bunlari yapmissa benim gözümde itibarli, isine ve meslegine saygisi olan bir isimdir.

Bunun aksi olmaz mi; olur, pesi sira basari da gelebilir, ama onlar isin aslini degistirmez. Gerci aksi durumlarda anlik gelip gecici basarilarin ötesinde birsey gelmemektedir. Örnegin Aykut Kocaman hicbir zaman sezon ortasinda takim almayacagini söyleyerek ve bu prensibini hicbir sekilde bozmayarak bu isin ahlakina verdigi önemi acik bir sekilde göstermistir. Ama mesela Yilmaz Vural vs. gibi, "yahu sene basinda bir takimi alip da ne o isin hamalligiyla ugrasacagim, nasilsa birileri kovulur ben de gider orda calismaya baslar parami alirim" diyenler de yok degildir.

Bu durum karsisindaki aldiklari tavirlar, yukardaki iki örnekte ortaya koydugu gibi teknik direktörlerin karakterleriyle ilgili cok saglam ipuclarini da ortaya cikartir.

Simdi bütün bu anlattiklarimin Zico'nun yeni takimiyla ne iliskisi var diyeceksiniz; oraya gelelim.

Fenerbahce'de Zico'yu kutsallastirmakta sinir tanimayan sayilari azimsanmayacak miktarda taraftar toplulugu var. En son bir tanesi, Fenerbahce'nin Zico'nun ahini aldigini o yüzden gecen seneki basarisizligin geldigini vs söyleyerek sacmalamakla mesguldü. Tabii bu insanlar hic tanimadiklari Zico hakkinda, ne derece babacan, ne derece düzgün ve beyefendi, ne derece ahlakli bir insan seklinde sifatlarla konusmaktan geri kalmazlar hicbir vakit. Halbuki Zico'nun Fenerbahce'de kaldigi iki sezon icerisinde, kendisine atfedilen bu olaganüstü özellikleri simgeleyecek hicbir demecine, aciklamasina rastlanmamisti. Elbette cirkef bir isim degildi; ama cirkef olmamakla onunla ilgili severlerinin yaratmaya calistigi imge arasinda birhayli büyük bir fark olsagerek. Zico ayni zamanda büyük bir teknik adamdi onlar icin.

Büyük teknik adamlik nasil olur oysaki?

Büyük teknik adam deyince benim aklima Zico hicbir zaman gelmez, gelecek olan ilk isim ise Ottmar Hitzfeld'tir.

Büyük teknik adam, ayni zamanda saha icerisinde saglam sonuclara imza atar ve toplamadik kupa birakmazken, saha disinda da ilkeleri ve is ahlaki ile devlesmelidir. Zico'nun saha ici performansiyla vasat bir teknik adam oldugunu biz bilmekteydik de, görmek istemeyenler icin CSKA tecrübesi biraz etki etmistir umarim. Ve simdi de onun ayni zamanda isine zerre kadar saygi duymayan bir isim oldugunu tüm ciplakligiyla ortaya cikartan bir baska olayla karsi karsiyayiz. Daha gecen haftaya kadar CSKA'nin antreman sahasina inen, onlarin malzemesini kullanip, bambaska oyuncularla calisan Zico, yarindan itibaren yepyeni bir ülkede yepyeni bir takimda, bambaska oyuncularla calismaya baslayacak?

Zico Olimpiyakos'u ne kadar taniyor? Bu takim icin ne kadar hazirlik yapabildi. Bir teknik adamin bir ülkenin bir takiminda uyguladigi calisma yöntemlerinin, uygulamalarin aynisini baska bir ülkenin baska bir takiminda kullanmasi ne derece dogdurur?

Ve simdi sorarim, bir teknik adam iki hafta evvel kovuldugu takiminin üzerine bugün lige baslamis, hazirliklarini ve transferini tamamlamis baska bir takimi calistirmayi kabul ediyorsa, bu o insanin büyük teknik adamligi payesinin bir palavradan ibaret oldugunu, ve kendisinin isine saygisi olmayan tembel bir insan oldugunu göstermez mi?