Sonntag, 22. November 2009

Anlasilmaz bir yüceltinin objesi: Gökhan Gönül


Fenerbahce taraftari- belki her takimin taraftarinda vardir bu durum- bazi isimleri haddinden fazla sevmekte ve yüceltmekte...
Vasat bir teknik adam olan Zico'nun tapicilari kamyonla. Lugano gibi bir savunma oyuncusu icin (iste dünkü yenilden ikinci goldeki isim) siirler dizebilmekte... Örnekler cogaltilabilir.

Bunlardan bir tanesi de Gökhan Gönül. Ondan özellikle bahsetmek istiyorum, cünkü onun icin söylenen Avrupa standartlarinda bir "sag-bek" tanimlamasi "eeehhh" dedirtti artik. Oynadigi her macta Fenerbahce'nin sag kanati geri planda korkunc aciklar veriyor. Bunun nedeni olarak hep Kazim ve onun oyun disiplini eksikligi gösteriliyordu simdiye kadar. Gökhan da korunmus oluyordu böylece. Mtopuz geldi degisen yine bir sey yok. Arkasina kacirttigi adamlarin sayisi ilerdeki yaptigi bindirmeler sonucu takimin girdigi pozisyon sayisindan daha fazla. Sik sik bindirme yapiyor diye nedir bu adamdan bu kadar övgüyle bahsetmenin nedeni; anlamiyorum. Kaldi ki, o bindirmelerin cogunda da olumlu kullanamamakta o toplari.

Fenerbahce bazi seylere daha elestirel bakmanin zamani geldi saniyorum, bunlarin basinda da Gökhan Gönül gelmekte.

Bir skor yazari: Mehmet Demirkol


Karsilasma öncesi takimlar ve macin olasi sonucu ile ilgili görüsleri alinan yazarlardan Mehmet Demirkol birkac gün evvel, Fenerbahce'nin Kazim ile oynamasi halinde eger Denizli Alex'i Fink ile kontrol ederse cok büyük bir hata yapmis olacagini ve ortasahasindan bir adamin eksilmesine yol acacagini bunun da ortasahanin Fener'in kontrolüne gecmesi demek oldugunu söylemisti...

Karsilasmaya baktigimizda, hocalarin tercihinin yukarda bahsedilen gibi oldugunu görüyoruz. Fenerbahce Kazim ile idi forvette, Denizli ise Fink'i Alex'e adam markajcisi yaptirmisti...

Sonuca baktigimizda ise büyük spor yazarinin iddia ettigi gibi olmadigini gördük islerin. Kendisi de "ben mactan önce bok yedim, böyle böyle ahkam kestim ama Denizli beni utandirdi" diyememis de, büyük bir tornistan yaparak, Fener'in oyun stratejisi, kadronun önde pres yapmak icin uygun olmadigini filan söylemeye calismis. Bugün mac sonrasi yazisinda. Galatasaray macindan geriye bir tek Dos Santos'un degistirildigi kadro nasil aniden böyle kadüklesebiliyor Demirkol'a göre belli degil.

Demirkol'un yazisinin basligi ise daha da icler acisi: Denizli Daum'u devirdi.

E yuh yani, o devrilen sen olmayasin. Hani Fink'in Alex'e adam markajinin hata olacagi, Mustafa Denizli'ye kaybettigi maclar sonrasinda acimasizca laf sokmalar, Ferrari vs... Ne söylediysen havada kaldi cünkü bugün.

Bir de bu adamlari ciddiye alip okuyanlar var ya...

Samstag, 21. November 2009

Yapisal sorunlar; Besiktas-Fenerbahce: 3-0


Uzun bir aradan sonra bloguma girdigim ilk postun böyle bir yenilgi arkasindan yazilacak olmasini istemezdim... Yapacak bir sey yok; basa gelen cekiliyor.

Fenerbahce oyun anlaminda Galatasaray karsisinda oynadigindan daha geride degildi. BJK ise Wolfsburg'a yenildigi mactakinden daha iyi degildi... Ya da bir diger örnek: Fenerbahce, Süper Kupa finalinde bu karsilasmadakinden daha kötüydü... BJK ise bu aksamkinden asagida kalir bir performans koymamisti ortaya...

Yani esasinda sonucun, olumlu ya da olumsuz, genel görüntüyü bozmamasi adina bunlari zihinimizin bir kenarinda hazir tutarak okumaliyiz diye düsünüyorum oyunu.

Fenerbahce Galatasaray'i 3-1 ile gecerken de BJK'i 2-0 ile gecerken de, bu aksamki eksiklerini tasimaktaydi üzerinde...

Fenerbahce'de Emre islevsizlestirildigi vakit takim kilitleniyor. Esas tehlike Alex'in kontrolü degil, Emre'nin kontrolünde. Emre'nin partneri Cristian savunma anlaminda cok faydali. Bugün de cok calisanlardandi yine. Ama Emre'nin kilitlendiginde veya sakatlandiginda devreye girebilecek yetenekte degil, takimin beyni olarak.

Takimin beyni oldugu iddia edilen Alex ise bu kimlikte bir isim degil. O Fenerbahce'nin cok tehlikeli bir golcüsü. Ama bundan öte birsey ifade etmiyor. Galatsaray macindaki Alex ile bu mactaki Alex arasinda hic fark yoktu mesela. Ya da Süper Kupa finalindeki Alex'in... Bu karsilasmada da ayni Alex, ilk yaridaki Gökhan Gönül pozisyonu penalti olsa bu macin kahramani olabilirdi; oyun olarak su andakinin üzerine cikmadan...

Burdan hareketle de Fenerbahce'nin neden pozisyon sikintisi yasadigi, veyahut hücum bölgesinde akiskan, tempolu ve cogalarak oynayamadigi anlasiliyor yavas yavas...

Eksikligin bir digeri de Santos, Vederson su veya bu; hangi isim konulursa konulsun, Tuncay'dan bu yana Fenerbahce sol koridoru dolduramadi. Dos Santos'tan ümitliydik ama simdiye kadarki görüntüsü acik bir sekilde bu isin onunla olmayacagini gösterdi.

Ve tabii ki Nobre de dahil olmak üzere, hatta Aykut Kocaman'dan bu yana bulunamayan dogru düzgün bir golcü.

Bütün bu parcalari birlestirdigimiz vakit, yapisal anlamda ortaya cikmakta Fenerbahce'nin sorunlari. Bu noktalar üzerinde durmanin sonuca olumlu yönde etki edecegi kanaatindeyim. Devre arasinda bir cözüm bulabilir mi bilmiyorum, ve ben genel cogunlugun aksine en basindan bu yana bu takim ile ilgili cok iyimser degildim, bu kadroyla da bundan daha iyisinin elde edilemeyebilecegini düsünüyorum hala...

Edit: Yukarda, Aykut Kocaman'dan bu yana gölcü bulunamadigindan bahsetmistim, Aziz Pierre'i unutmusum, onu görmezden gelirsek söyledigime saniyorum kimsenin itirazi olmaz.