Mittwoch, 10. März 2010

Bu FC Köln Soldo'nun eseri


Muhtemelen dahah evvel de öyledi ama benim yakından takip etme fırsatı bulduğum 2003-2004 yılından bu yana FC Köln istikralı bir istikrarsızlık içerisinde... Bir sezon 1. Bundesliga'da mücadele ederken ertesi sene yeniden 2. Bundesliga'da oynamayı mutlaka başarıyordu...

Bu sinusoidal eğriden kurtulmak için yapılması gereken ise iki sezon üstüste 1.ligte kalmayı başarmaktır... O sayede daha stabil bir takım olma yolunda ciddi manada adım atmış olacaklardır. Köln de bunu başarmak üzere. Daum ile birlikte yeniden çıktığı 1. Bundesliga'da bu ikinci sezonu geçiriyor ve şu anda ligta kalma adına çok ciddi sinyaller veriyorlar.
Aslında sezona hiç de iyi başlamamışlardı ve ben de burda bu konuda çok kötümser konuşmuştum... Benim en çok eleştirdiğim tüm bütçelerini Podolski'ye yatırmış olmaları ve bu yüzden takımın eksik kalan bölgelerine hiç bir takviye yapamamış olmalarıydı... Sezon kötü başlamaları da bu kötümserliği doğurlar nitelikteydi... Novakovic, Wome, Maniche ve Podolski gibi en önemli oyuncuları sakatlık, maç eksikliği ve formsuzluk gibi etkenlerden dolayı saha içerisinde yeterli performans gösterememelerinin yanında disiplinsizlikleri ve saha dışında yarattıkları problemler takımı takip edenler için, Köln'ün hiçbir şansının kalmadığını ima ediyordu...
Lakin ilerleyen haftalarla birlikte Soldo bütün bu olumsuzluklar içerisinde takımını hiçbir zaman büsbütün yukarılara çıkartamadıysa da her zaman tehliki bölgenin üzerinde tutmayı başardı... Sezon başında çok şey beklenen yukarda saydığım isimlerin sakat ve formsuz olduğu halde bu başarıyı Adel Chihi, Pezzoni, Freis, Brecko, Taner gibi isimlerle elde etti...
Şu anda 27 puanla 13. sıradalar ve ralagation bölgesinden tam 7 puan yukardalar... Matematiksel olarak hala tehlike altındalar ama oyunsal anlamda şu anda altında tuttuğu tüm rakiplerinden şu ya da bu şekilde bir adım daha önde olduklarını düşünürsek bu saatten sonra düşmeyeceklerini iddia edebiliriz sanıyorum...

Ligte tutunacaklarını varsayarak gelecek sezon için atılması gereken adımları da bir sonraki postta işleyelim derim ben zira şu Türkçe klavyeye hala alışamadım ve zihnimdekileri bir türlü istediğim ölçüde ve akıcılıkta yazıya aktaramıyorum... O zaman da hevesim kaçıyor kafam dağılıyor ve yazı 'mundar' oluyor...