Samstag, 18. April 2009

Come on Ronnie!

Dünya Sampiyonasi 2009 bugün son sampiyon Ronnie O'Sullivan'in iddiasiz rakibi Stuart Bingham ile olan maciyla acildi...

Daha önce söyledigim gibi bu turnuva en uzun maclarin yapildigi turnuva... Toplamda 19 Frameden olusuyor ilk karsilasmalar... O yüzden karsilasmalar iki bölüm halinde oynaniyor, tabii her bölümde kendi arasinda ufak molalara sahne oluyor... Ilk macin ilk bölümünün ilk 6 frameini izledim... Cok iyi basladigi karsilasmayi 2-0 önde götürürken Ronnie, pespese yaptigi safety hatalariyla üc frame üstüste kaybederek 2-3 geriye düstü... Altinci frame ise, bir hayli sasnsiz bir sekilde kaybedildi, Bingham tarafindan... Macin gidisati geregi ben su yedinci frame bitene kadar kahvaltimi yapar gelirim derken, döndügümde macin ilk bölümünün bittigini ögrendim... Anlasilan ben tvnin basindan kalkinca cosmustu Ronnie ve ilk bölümü 6-3 önde bitirmis... 

Karsilasmanin ikinci bölünü bugün aksam.. Ögleden sonra ise günün ikinci önemli maci, Mark Williams ise Steven Hendy arasinda yapilacak... Captan bir hayli düsmüs bu iki efsanenin maci benim icin ilgi cekici degil ama belki eski hayranlarinca izleyeme deger...

Tuncay, Aurelio ve Zico...

Bu üc isim süphesiz Fenerbahcelilerin büyük bir cogunlugunca özleniyor... Özleniyor olmasi, elbette takimin bu sezon icine düstügü berbat bilanco ile birebir alakali... Isler yolunda gidiyor olsaydi, geri dönüp bu isimleri aramayacaktik...

Bu isimlerin özlenmesinde problem yok da, bunlarin takimdan ayrilmasinda yönetimi suclamak üzerinde düsünülmesi gereken bir nokta...

Tuncay ve Aurelio, kendi istegiyle ayrildi... Bu hususta yönetime en ufak bir elestiri getirilemez... Ikisiyle anlasma saglamak icin bir hayli caba sarfedilmis, ama razi edilememislerdir... Hatta Aurelio, esasinda sözkonusu sözlesmeyi de ciddiye almayarak cekip gitmistir... Kendisine verilen ceza bu noktada yönetimin hakkli oldugunu bir kez daha gözler önüne sermektedir...

Zico meselesi ise bu yukardaki isimden biraz daha farkli... Bu noktada yönetime elestiride bulunmak anlasilabilir, zira Zico ile isteseydi Fenerbahce yönetimi bu sezon da devam ederdi... Bence etmeliydi... Kendisini cok sevmiyor olsam da, devam etmenin dogru oldugunu düsünmekteydim o vakit... Bundan dolayi yönetimin yaptigi bir hataydi ama öbür taraftan dogru bulmasam da yönetimi anlaybiliyorum bu hususta... Chelsea, Sevilla, Inter gibi takimlarla kafa kafaya mücadele edebilmis bir takimin Türkiye liginde cok kötü performans gösteriyor olmasindan dolayi rahatsizlik duymus olabilirler ve haklilar da... Ben de bu durumdan rahatsiz oldum sürekli... O yüzden onaylamasam da yönetimi cok iyi anlayabiliyorum bu kararindan dolayi...

Gecenlerde Magath'a kovuldugu Bayern'e yeni takimiyla 5 tane atinca bir spor programinda su soru soruldu: Bayern'e karsi daha cok motive oluyor musunuz, ordan kovulmus olmak sizi etkiliyor mu? Bu bes gollü galibiyet, sizi bu noktada rahatlatti mi?

Magath'in cevabi bugün Zico'ya tapmakla mesgül olan Fenerbahce taraftarlarina kapak olacak cinstendi:

-Benim Bayern yönetimine her zaman büyük bir saygim vardir... Yaptiklari isi cok takdir ederim. Ve ben her zaman söylemisimdir, Bayern yönetimine, camiasina cok mütesekkirim, cünkü kariyerimdeki iki Almanya sapiyonlugu ve Alman kupasi sampiyonluguna onlar sayesinde ulastim, Bayern'de olmasam kariyerimde bu basarilacak olmayacakti...

Iste bu kadar... Fenerbahce'nin tarihindeki en yüksek Avrupa performansina ulastiginda basinda Zico vardi, evet... Ama sunu da unutmamak lazim: Bu sadece Zico sayesinde olmamistir. O basariya ulasmada, takimdaki oyuncularin, taraftarin, kötü zamanlarda hocasinin arkasinda durabilen yönetimin, ve kulübün sahip oldugu teknik olanaklarin; velhasil bircok etkenin payi vardir. Ve bütün bunlar sayesinde, Fenerbahce Zico'ya ne kadar mütesekkir ise Zico da Fenerbahce kulübüne o derece mütesekkirdir... Kendisinin kariyerinde elde ettigi en büyük basari da Fenerbahce ile elde ettigi bu ceyrek final ve bu Fenerbahce sayesinde olmustur...

Bütün bunlari sunun icin yazma geregi duydum: Fenerbahce'nin ayagi ne zaman tökezlese, hemen bir grup Fenerbahceli, yönetime disini cikartirken -ki bu kabul edilebilir birsey- lafi bir sekilde Zicolarina getirip, ah o büyük Zicomuz, kahramanimiz gönderilmeseydi böyle olur muydu hic kivaminda sacmalamakla mesguller...

Her seyden evvel, birazcik felsefe ile hasirnesir olmus, sistemli düsünme aliskanligi edinebilmis bir insanin cok cabuk farkinda olabilecegi gibi bu yaklasim son derece sig bir düsünce pratiginin ürünüdür... Fenerbahce su anda Aragones ile cok kötü günler geciriyor olabilir... Ama bu demek degildir ki, sayet Zico olsaydi takimda su anda bundan cok daha basarili olurdu... Bunun öyle olup olmayacagini bilmek, ancak bu durum gercek olmus olmasi halinde mümkündür... Aksi takdirde, yani su anki sartlarla, bunun icin ic cekmek dahasi ileriye gidip, onun devam edecek olmasi halinde basarinin, garanti olacagini varsaymak, fuzuli bir cabadir, ve kacinilmasi gereken bir seydir...

Bizlerin, Fenerbahce taraftarlarinin yapmasi gereken, böyle ikide bir geriye dönüp gereksiz varsayimlarla mevcut bozuk ruh halini daha da zehirlemek yerine var olan durumun gelecege yönelik iyilesmesi icin neler yapilabilir, bunlarin üzerine kafa yormaktir...