Dienstag, 2. Februar 2010
Demirkol'un durdugu yer!
Blogu yakindan takip edenler bilecektir ki, Deemirkol ile ilgili burda sürekli elestiriler yer alir. Nasil almasin? Kendisi gecenlerde, Aykut Kocaman'in istifadan döndügü haberlerinden sonra Spor Servisi'nde, "bence bizim bildigimiz tanidigimiz Aykut Kocaman zaten simdiye kadar coktan gitmeliydi" deyiverdi.
Haydaaaa... Nerden cikti simdi o? Ferudun her zamanki hablerinden birine imza atiyor, Kocaman ikinci defa istifadan döndü diye. Demirkol da Ferudun'u ve onun Fenerbahce ile ilgili problemlerini bilmezmis gibi olayin üzerine atlayip atesi körüklemeye calisiyor. Temellendirmesi de su: "Edu'ya yapilanlardan sonra Kocaman'in o kulüpte kalmamasi gerekirdi..."
Edu'ya ne yapildigini bilmiyoruz. Edu birsey anlatiyor, fakat buna mukabil yönetim de baska birsey söylüyor! Ve ben hala neden yönetime degil de Edu'ya inanmamiz gerektigine ikna olabilmis degilim. Bu noktada Demirkol, Mehmet CIftci'nin Edu ile yaptigi röportaja vurgu yapiyor ve utanmadan yönetimin bu röportaja cevap vermediginden bahsediyor. Halbuki yönetim yukarda da bahsettigim gibi Edu olayini ilk ciktigi dönemlerde yalanlamisti, sonrasindaki Ciftci röportajinda ise Ciftci'nin neden israrla böyle haberler yaptigini anlatmaya calisan bir aciklama yapmisti.
Demirkol'un bu noktada devreye giren refleksleri su sekilde gelisiyor. Daha önceki aciklamayi unut. Sonrasinra yapilan Ciftci röportajina hic elestirel ve süpheci yaklasma. Yönetimin bu adam zaten menejerlik yapiyordu ifadesini ise, böyle aciklama olmaz diye görmezden gel. Ve bu noktadan itibaren yillardir Fenerbahce'ye bir akil lazim, bir direktör bir CEO lazim diyen birisinin tam da öyle bir isim ve kurum yapilandirilmaya calisilirken o ismin simdiye kadar istifa etmesi gerektigini söylemesi ve bu yapiyi bozmaya calismasi cok ahlaki degildir. 100 seneyi askin bir süredir varolan bir kulübün geleneklerine hic uymayan bir yapinin oturtulmasi elbette o kadar kolay olmayacakti. Ve elbette bu yapilanma otururken cok krizler cikacak, cok sorunlar olusacak. Bu noktada bu sportif direktörlük kurumunu yillardir savunagelen birisinden beklenen ilk firsatta bu kisi istifa etmeliydi demesi mi, yoksa bu tür sikintilar olabilir, bu yol dogru bir yol, umarim Kocaman hemen yilip birakmaz ve bu yolda hem o hem de yönetim sabirla yollarina devam ederler demesi mi?
Dürüst ve namusuyla bu isi yapiyorsa elbette ikincisi. Ama kimse kusura bakmasin ben bu konuda ona gövenmiyorum artik. Bunu son zamanlardaki tüm cikislarindan ve aciklamalarindan anlayabilirsiniz. Bakiniz medyada bir de Ayhan Tumani cephesi olustu. Klan seklinde herkes ona yüklenmekte ve yine basta Vatan Gazetesi olmak üzere belirli spor servisleri araciligiyla onunla futbolcularinin arasinda sorun oldugu hissi yayilmaya calisilmakta. Bütün bu haberlerin üzerine, ikide bir Demirkol'un Ayhan Tumani'nin Türkcesiyle alay etmesi, onunla dalga gecmesi ve sürekli Daum'un ne dedigi tam olarak cevirilemiyor mizmizlanmalari tesadüf olamaz...
Sizi bilmem, benim icin Demirkol'un ne istedigi ve nerde durdugu cok acik. Benim icin bir Deniz Derinsu'dan, bir Mehmet Ciftci'den bir Kemal Belgin'den, bir Ferudun'dan veyahut bir Gürcan'dan farki yok onun... Yazarligini pek sevmem ama, bir Altan veya bir Ridvan olamayacaktir asla Demirkol...
Abonnieren
Posts (Atom)