Mittwoch, 4. Februar 2009

Bi sus artik...!

Bülent Uygun futbolumuzda son dönemlerin yükselen "yildizi" Hakkini teslim edelim, Sivasspor'un bu basarisinda en büyük pay sahiplerinden. Üstelik bu seneki devam eden performanslariyla da gecen seneki cikislarinin tesadüf olmadigini kismen göstermis oldular....

Ne ki bu basarinin mimarlarindan Bülent Uygun'un spor camiasinda bir türlü sevilemedigini gözlemliyoruz. Ki bunun icerisinde kendisinin bir Fenerbahceli olmasi ve o yüzden de en basta Galatasarayli futbolseverler tarafindan "reddedilmesi" sözkonusu. Tabii onlar Bülent'in hirtligindan, hamasi konusmalarindan, mütemadiyen rol calmalarindan sikayet ettiklerini söylüyorlar ama yemezler, böyle olmasa da bir sebepleri olurdu "o" bahsettigim kesimin Bülent Uygun'unu ve basarisini tanimamak icin. Zira o bahsettigimiz insanlarin bu sözü gecen negatif özelliklerden neredeyse hicbirini tasimayan Aykut Kocaman icin söyledikleri de ortada.

Neyse konuyu dagitmayalim ve Bülent Uygun'a dönelim yeniden. Bülent Uygun üzerinde fikir sahibi olan ve negatif görüs belirtenler elbette bir paragraf yukarda bahsettigim "malum" Galatasarayli kesimden mütesekkil degil. Futbola oldukca objektif bakabilen, taraftarlikla nesnelligi yeri geldiginde ayirt edebilen (evet iclerinden pek cok Galatasaray taraftari da bu ikinci kesimin), sagduyu sahibi pek cok insanin da bugün Bülent'i sevemedikleri bir gercek. Bir önceki paragrafta bahsetmeye calistigim taraftar grubundan olussa Bülent sevmezlik hic ciddiye almaya degmezdi ama az evvel de bahsettigim gibi neredeyse hicbir Allah'in kulu tarafindan sevilmiyor kendisi- ben de dahil.

Iste tam da bu noktada Bülent Uygun'un söyle bir kendisine dönüp bakmasi gerekiyor saniyorum. Belki rezalet diksiyonundan, kahvehanelerde racon kesen mahalle kabadayisi vücud dilinden baslayabilir degistirmeye, sonra belki biraz daha az konusmayi ögrebilir. Fatih Terim'e özenmektense avrupa'da örnek alabilecek cok daha centilmen beyefendi teknik direktör ikonlari secebilir kendisine (bkz. Ottmar Hitzfeld). Bunlari yapinca is biter mi; emin degilim. Zira Bülent'in mütemadiyen hamasi konusmalar yaptigina sahit oluyoruz. Ve bunun tedavisi de saniyorum ancak ideolojik dönüsümle mümkün. Bu saatten sonra ondan böyle bir degisim beklemek söz konusu olabilir mi; sanmiyorum. Ama baslikta da dedigim gibi, az uz konusursa en azindan bu hamasi ve sovenist söylevlerininin bombardimindan biraz daha az etkileniriz, onu da görmezden gelmek mümkün olabilir belki...