Dienstag, 24. März 2009

Iyi de hirsizin hic mi sucu yok!?


Galatasaray camiasinda Bülent Kormaz'a öfke dinmiyor... Eldeki en büyük argümanda Lincoln'e karsi yapilan disiplin uygulamasi ve onun kaybedilmesi... Bu yüzden de maclarin kaybedilgini iddia ediyorlar...


Büyük hocalik, büyük ve ayni zamanda sorunlu oyunculari kullanabilmekle mümkündür... Alex Ferguson, Ottmar Hitzfeld, veyahut, Lucescu...


Hitzfeld, biyografisinde söyle birseyden bahsediyordu konuyla ilgili: "Ben Basler'i oyundan alirken mutlaka beraberinde takimdaki diger yildizlardan birini de cikartiyordum rotasyon dogrultusunda o zaman Basler'in oyundan alinisina tepkisi daha hafif oluyordu" diyor... Buna benzer yiginla örnek bulabiliriz o kitapta...


Bunlarin dogrultusunda, ben de pek cok Galatasarayli gibi Bülent'in Lincoln krizini kesinlikle iyi yönetemedigi kanaatindeydim...


Lakin isin bir de diger tarafi var... Lincoln'ün yaptiklari ortada... Deplasmandaki Hamburg macinda Lincoln'ü oyundan almayi teknik acidan tartisabiliriz... Cogu bunun yanlis oldugunu iddia ediyor... Olabilir, bence aksine dogruydu...


Ama bunun teknik bir mesele olmasindan öteye gectigini görmek lazim... Cikarken teknik direktöre alenen küfür eden iceriye girmek üzereyken, geriye dönüp teknik adamin üzerine yürüyen bir adamdan bahsediyoruz.... Kaldi ki bu Lincoln'ün ilk olayi degil... Schalke'de iken de en sorunlu oyuncu Lincoln'dü... Slomka hala nefretle aniyor kendisini... Ülkesinden her zaman gec gelmeleri... Simdi de izinli olmadigi halde ülkesine gidisi vs.


Bir oyuncunun, alenen kislik bozuklugu oldugu belli olan, bu taraflarindan hic bahsetmiyor olmayi da anlamiyorum... Daha da ötesi ürkütücü buluyorum: Zira lanet olasi bir yengiye, tüm ilkeleri ayaklar atlina aliyoruz... Alex kendi web sitesinden calistigi her teknik direktörü, ve sistemlerini elestiriyor... Yönetim ile anlasmasinin gecikmesini yine kendi web sitesinde elestiriyor... Ve hicbir taraftar bu konuya deginmiyor... Alex'in dokunulmazligi devam ediyor taraftar bazinda...


Halbuki, Alex, Lincoln gibi adamlar bu yaptiklariyla birakin Bülent'i Aragones'i sunu bunu, takimin kendisini, ismini ve onurunu ayaklar atlina aliyor... Ve buna ses cikartilmiyor... Buna da mesefa konulmasi gerekiyor halbuki... Kendilerinin bizlere tattiracagi güzel bir golün veya galibiyetin keyfi karsiliginda onlarin kulüpleri babalarinin ciftligi gibi kullanmasina daha ne kadar sessiz kalacagiz...

Daum'un gelmesi ne kadar olasi?


Sampiyonluk yolundaki bir takim üst üste iki hafta puan kaybetmesi, o takimin teknik direktörünün tartisilmasini beraberinde getirir. Bu dünyanin her yerinde böyledir...

Fenerbahce'de de olan buydu... Ligteki performans, Avrupa'daki de ayni sekilde tatmin edici degildi ama, sampiyonluk yolundaki diger rakiplerinde de Fenerbahce'den cok farkli olmamasi, bir sekilde Fenerbahce'yi yarisin icinde tuttu hep...


Ve bu durum Fenerbahce yönetiminin bu krizi simdiye kadar cok iyi götürmesine yardimci oldu... Yoksa simdiye kadar Aragones'i gönderirdi, Aziz Yildirim...


Neyse uzatmayalim... Yönetimin onca hatasi, futbolcularin kendi basiretsiz ve istemezlikleri vs hepsinin tek suclusu veya sorumlusu Aragones'mis gibi tüm faturanin ona kesilmesine neden oldu...


Simdi her tarafta Fenerbahce'nin Daum ile ilgilendigini yaziyor... Anlamiyorum, Daum gelecektiyse niye gönderildi bundan üc sezon evvel... Gerci kendisi gitti ama, yönetim de bunu istemese gitmesine engel olamaz miydi, onu kalmasi icin ikna edemez miydi...? Pekii simdi neden yeniden Daum... Kulüp yönetimi bunu yalanlamadigina göre simdiye kadar cikan söylentilerin haksiz olmadigi düsünülebilir... Isin ilginci Daum tarafi da henüz net bir yalanlama yapmadi...


Daum'dan gelen tek ses simdiye kadar: "Bu konuda yorum yapmak istemiyorum"... Bu isi kesinlikle istemeyecek, kategorik olarak reddecek bir adamin söyleyecegi laflar midir bunlar...? Tabii ki degil... Avukati ise, "Daum, türklerin iddia ettigi gibi gelecegi yönünde sinyal veriyor degil... Ama türklerin Daum'a karsi olan yogun ilgisi biliniyor.."


Daum'u tanidigim kadariyla, "Daum bu isi kesinlikle reddeder, zaten su anda bir takim calistiyor ve orda gayet mutlu" diyemiyorum... Daum'un Köln ile elde ettikleri ortada... Bir hayli asama katettiler. Ama yine de dedigim gibi Daum'u tanidigim kadariyla, Bogaz'in ve Fenerbahce'nin isiltisinin onun gözünü kamastirmayacagini iddia edemeyiz... Dünya'nin en cok kazanin takimlari listesinin tepelerinde dolasan bir ekibin basina gecmek varken, bir Podolski'yi almak icin kapi kapi kaynak bulmak icin dolasan bir kulüp ile devam etmeyi ne kadar ister; bilemiyorum... En azindan akli celinemez diyemiyorum...


Saniyorum Daum'un bu olayla ilgili düsünceleri önümüzdeki aylarda kesinlik kazanacak... Bunda da en önemli etken, FC. Koeln kulübünün gelecek sezon icin Daum'un önüne nasil bir plan koyacagiyla direk bagli... Sadece Podolski ile kapanirsa Köln acisindan gelecek sezon yatirimlari, Daum'un Fenerbahce'ye gelecegine kesin gözüyle bakabiliriz...