Sonntag, 9. August 2009
Bundesliga cok güzel cünkü;
Ingilizleri veyahut Ispanyollari yakindan takip etme imkânim maalesef yok. Italyanlari ise oldum bittim sevmem. Bundesliga'yi ise yakindan takip etme firsatina sahibim ve bundan büyük bir zevk duymaktayim...
Özel bir ligtir Bundesliga benim nazarimda... Cünkü, Bundesliga her seye ragmen, centilmenligi, adaleti, ahlâki, ilkeyi, prensipleri elden birakmamaya calisan insanlardan mütesekkildir diyebiliriz...
Somut bir örnek verelim. TRT sayesinde Türkiye'de de yakindan izleme sansina sahip futbolseverler. Hoffenheim'in ilk yarida kaydettigi bir gol, gol olarak deger kazanmadi. Daha sonra net bir sekilde cizgiyi gectigi görülen top icin, Hoffenheim tarafindan yapilan degerlendirmeler su sekildeydi:
'Hakemler bulundugu yerden göremediler pozisyonu. Kameralar yerlestirilmeden de bu sorunlain önüne gecmek mümkün olmayacak...'
Bu yanlis karadan istifade eden taraf ise sunlari söylüyordu:
Biz hep söylüyoruz cizgi kamera yerlestirilsin (Hoeness).
Evet top cizgi kesinlikle gecti (Lahm).
O sirada ben tabii ki farketmedim, ve topu cikarttim ama sonradan net bir sekilde görülüyor ki top cizgiyi gecmis (Rensing).
Bundesliga'nin su anda Ingiliz futbolunu talan etmekte olan petrol milyarderlerine gecit vermedigini, yayinci kurulusun maclari olaganüstü kalitede verdigini, küme düsmemeye oynayan Köln vs. gibi takimlarin dahi kombine satislarinin Fenerbahce'ninkinin üzerine ciktigini, seyircilerin her daim tribünleri doldurdugunu, stadyumlarin Avrupa standartlarinin da üzerinde oldugunu da eklemeden gecmemek lazim...
Bundesliga ile ilgili söylenebilecek bir baska husus da su: Bayern München'in bu ligin tartisilmaz en büyügü oldugunu biliyoruz... Ama buna karsin örnegin 2003-2004 sezonundan buyana, Bremen, Stuttgart, Wolfsburg gibi ligin degisik noktalarindan degisik statüdeki takimlarin sampiyonluga ulastigini görmekteyiz... Bunlarin disinda Hamburg, Leverkusen, Schalke gibi sampiyon olamiyor olsa da uzun süredir, her zaman zirveyi zorlayan takimlarin mevcut oldudugunu biliyoruz. Hoffenheim gibi süprizlere de her zaman kapisi aciktir Bundesliga'nin. Bu haliyle de lig bizlere her zaman cok heycanli ve cekismeli bir sezon vaat ediyor...
Avrupa Kupalarindan finale ulasamiyor olmalari Bundesliga'nin kalitesi ile ilgili süphelere yol acabilir. Buna ben katilmiyorum, zira, söz gelimi Ingiltere'nin Chelsea, Liverpool, Manu ve Arsenal'ini geride birakirsak, ligi besinci sirada bitiren takimlarinin hicbir tanesi Bundesliga'da 10. siranin üzerine cikacak seviyede degiller. Bu haliyle de bir hayli homojen ve kaliteli bir ligtir Bundesliga...
Ekonomik hususlarda da diger ülkelere kiyasla denetime cok acik ve belki de görecili olarak en "temiz"i dir... Örnegin Real Madrid'in veya Galatasaray'in kulübü borca sokan ve takimin gelecegini sikinti icinde birakacak transfer hamlelerinin Bundesliga'da olmasi cok söz konusu degildir.
Daum'dan alisildik hamleler
Daum'un genel anlamda iyi bir hoca oldugunu düsünüyorum. Bunu tekrar tekrar söylemenin manasi yok herhalde...
Ama onunla cok mutlu olmadigimi da söyledim, ta ilk geldigi günlerdeki yazdigim postta... Cünkü Ben Fenerbahce'ye ezberleri bozan, kliselerin disinda isler yapan, anlamli bir futbol felsefesi olan ve bunu gözü kara bir sekilde takip eden bir hoca isterdim... Bkz. Louis Van Gaal.
Ama Daum ne yapti, yillardir süregittigi sekilde Alex'i yine takimin merkezine otutturdu... Yani Alex zaten hep ordaydi da, Daum bu noktaya yeni bir acilim getirmenin pesine düsmedi... Alternatif arayislarina girismedi. Baska?
Gökhan Gönül'ün yoklugunda bir Aragones hamlesi olan Ali Bilgin'i sagbekte oynatti yine. Aragones'in saha ici dizilisine de sadik kaldigini gözden kacirmamak gerek. Sadece degisen isimler var birkac tane. 'Madem bu kadar dogru isler yapiyordu Aragones; o halde neden basarisiz oldu' sorusu mesru biz zemin kazanmaktadir bu durumda. 'Sorun hocanin oyuncularla olan iliskileriydi' cevabi ise sizce tek basina yanit olusturabilir mi?
Bir baska sasirtici olmayan Daum hamlesi de, Bilica atildiktan sonra gerceklesti... Daum, yedekler arasinda bir tane stoper (Bekir) olmasina ragmen, Selcuk'u stoper'e cekti.
Neden, Bekir'e güvenmiyor muydu?
Muhtemelen evet.
Ne zaman Daum, bu takimin genclerine güvenip, onlara sans vermeyi düsünecek?
Hicbir zaman.
Abonnieren
Posts (Atom)