Ben acikcasi, pespese alinan Fenerbahce mglubiyetleri ve beklenmedik sekilde berabere biten Ankaraspor karsilasmasi sonrasi Sivasspor'un direncinin kirilacagini ve daha fazla yukariya tutunamayacaklarini düsünüyordum... Lakin onlar, icerde ve disarda istikrarli bir sekilde kazanmaya devam ederek, saygi duyulmayi bir kez daha hak ettiler...
Bugünkü maca dönersek... Beklentim kisir gececek bir mac ve sonucta ortaya cikacak muhtemel bir beraberlikti... Macin basla düdügü ile birlikte, Sivasspor'un daha konsantre, daha istekli, daha isirgan taraf oldugunu gördük... Ikili mücadelere girislerindeki kararlilik ve sertlik bunun göstergesiydi... Bunun meyvesini cok cabuk gördüler zaten...
Karsilasmanin daha altinci dakikasinda atilan gol Sivasspor'un her seyi tam istedigi kivama soktu... Öyle ya kendilerinin en iyi yaptiklari sey, erken bir gol bularak, geriye yaslanmak, sert savunmayla rakibi yipratmak ve mümkünse baskin bir hücumla ikinciyi bulmak... Iste karsilasmanin hemen basinda gelen bu gol -üstelik bir hayli kombinasyonel ve sag-bekin cizgiye inerek iceri kestigi top ile geldigi icin bir hayli modern- oyunu Sivas'in damak tadina uygun bir hale soktu... Gerek bu golde gerekse de ücüncü golde cok büyük bir pozisyon hatasi yapan Serkan, bir hayli yüklü bir yillik gelir istedigi icin yeni sözlemesinde anlasilamayip Trabzonspor yolunu tutmustu...
Golden sonraki Sivasspor'un yaptigi fazla geriye yaslanis, kendileri icin olumsuz olacak diye düsünmekteydim ki, demin bahsettigim gibi ani, adeta kontra-futbol kitabindan alinan bir hücumla ikinci gole ulasti... Ikinci golü atan isimse, sol-bek Abdurrahman...
Bu sag-bek ve sol-bek kavramlarina özellikle vurgu yapiyorum cünkü, "modern" futbolun geregi, bu oyuncular oyun genelinde savunmadaki görevlerini aksatmamak sartiyla sürekli hücum bölgesinde cogalmalidirlar... Bizim ligimizin büyüklerinde ise bu durum bir hayli geri seviyede henüz... Ama Sivasspor bir büyük olmamasina ragmen, bu kaideye uyan/uymaya calisan bir ekip ve saniyorum Besiktas, Galatasaray, Fenerbahce gibi takimlarin ligin 29.Haftasinda hala önünde bulunmasi biraz da bundan kaynaklanmakta...
Karsilasmanin ikinci yarisi basladiginda, 60. Dakikaya kadar böyle gidebilirse Sivas, maci da alir derken ben kendi kendime, yine ani bir hücumla ücüncü golü de buldular... Ondan sonra mac zaten bitti... Biraz daha ciddi olabilseler, dördüncüyü bulabilmeleri cok muhtemeldi....
Sivasspor'un bu farkli galibiyeti esasinda sadece onlarin sampiyonluk mücadelesi icin önem tasimiyordu... Futbolseverlerin artik varligini ciddi bir sekilde hissetmeye basladiklari bir Sivasspor-Trabzonspor mücadelesi/cekismesi var... Iki sezon evvelki olayi Trabzonspor-Sivasspor mücadelesiyle baslayan ve Sivasspor'un ilerleyen dönemlerde ligin tepesinde dolastikca yayin haklarinda Trabzonspor'un önüne gecmek istemsi, daha dogrusu hicbir iddiasi olmayan Trabzonspor'un maclarinin canli veriyorsunuz ama lig ligin tepelerinde dolastigimiz halde bizimkini vermiyorsunuz serzenisleri, Trabzonspor camiasini bir hayli öfkelendirmekteydi... Iste bu cekisme mini bir Galatasaray-Fenerbahce rekabetinin olusmasina zemin hazirliyor yavas yavas...
Elbette hala Trabzonspor'un büyüklügüne erisemez Sivasspor, ama ilerleyen yillarda da bu basarilarini istikrarli bir sekilde sürdürürlerse, Trabzonspor-Sivasspor rekabeti ligimiz icin de hayirlara vesile olabilir...