Freitag, 17. April 2009

UEFA'da yari final...


Uefa yari final eslesmeleri, iki Alman ile iki Ukrayna'linin eslesmeleri seklinde gerceklesti...

Almanya'da cok nadir bulunan bir balkonda, yine cok nadir rastlanan ilik bir bahar aksaminda raki-mangal eglencesi karsilasmalardan uzaklastirdi beni... Arkadaslarimin mizmizlanmasini göze alarak yine de arada bir City-Hamburg macina göz attim. Ikinci yarinin basindan City'li oyuncunun atildigi ana kadar izledigim karsilasmada Hamburg cok büyük bir sasla turu gecen taraf oldu anlasilan...

Hamburg, Galatasaray macinda cok formsuzdu... Galatasaray'in hatasiyla turu gecmisti... Tarafsiz gözle iki karsilasmayi izleyen bir futbolsever icin Hamburg'un turu gecmesi insanin icine sinmeyecek bir durumdu... O formsuzlugun üzerine ben Hamburg'un bir tur daha gececegine inanmiyordum ama City'i Hamburg'ta oynadigi ve bu sezonun ikinci yarisinin basinda Bayern'i ezdigi futbolun benzeri bir oyunla yenerek tura ulasti... Ingilitere'deki karsilasmada ise en azindan benim izleyeme firsat buldugum dönemlerde cok sansliydi... Oldukca iyi firsatlar bulmustu City, direkten dönen iki muazzam gol, ofsayt oldugu icin gecerlilik kazanmayan bir gol, Robinho'nun kacirdigi karsi karsiya pozisyon; hepsi benim izledigim kisasik bölümün icerisinde olup bitiyordu... Bence cok agir olan bir ikinci sari ile bir City'li oyuncu oyundan atilinca mac da bitti...

Kiev'in Paris'i elemesi süpriz olmadi ama, aldigi sonuclara bakarsak kupanin da en önemli favorisi gibi gözükmekte; iste bu benim icin süpriz...

Mehmet Demirkol'un kupayi alacak muhtemelen dedigi Eric Gerets'in Marsilya'sinin da Shaktar'a elenmesi benim icin memnuniyet vericiydi... Yoksa o yine bildik, biz adami kovduk adam simdi UEFA'yi aldi klisesiyle beynimize tecavüz edilip durulacakti...

Bremen, Diego'sunun sayesinde turu gecti, Diego Italyan rakiplerine karsi daha bir aziyor; nedense... Milan'i yikan isim de oydu...

Tahminim, Bremen-Kiev finali olacagi yönünde... Gönlüm Bremen'den yana ama, öngörüm Kiev'in kupaya ulasan taraf olacagi yönünde...

Son yillardaki, SL degilse de UEFA'daki bu Dogu Avrupa takimlarinin basarisi bizim takimlarimizin da futbolcu ve teknik adami pazarini doguya dogru kaydirmasi gerektigini söylemiyor mu bize?

Ridvan Dilmen'in tahminleri...


Tahmin ediyorum medyamizda eskisi kadar tahmin firtinasi esmiyor... Havasi alinmis durumda bu balonun...

Bu israri sürdüren isimlerden birisi Ridvan Dilmen. Nedir, nasil olur; anlamiyorum, Ridvan Dilmen bu isin piiri gibi gösteriliyor...

Yaptigi tahminlere bakiyorum... Bahis bültenlerini eline ilk defa alan ve az cok futboldan anlayan herkesin yapacagi tahminlerden daha farkli degil...

Ligteki konumlarina bakiyor, ev sahibi takim olup olmamasina bakiyor ve ona göre su alir diyebiliyor...

Sectigi ve yorumladigi maclarin hepsi oranlari cok düsük ve zaten kagit üzerinde favorisi belli olanlardan mütesekkil. Besiktas-Bursaspor maci icin Besiktas alir diyor... Iyi de bunun icin senin o köseyi kullanmana gerek yok ki Ridvan'im...

Herkesin ilk aklina gelen olasilik bu zaten. Esas bu isi yapiyorsan, sayet Bursa bir süpriz yapabilecekse bunu yakalayabilmelisin. Maalesef kendisi bu yönde hicbir tahminde bulunmaz...

"Bayern evinde Frankfurt'a kaybetmez, Schalke, evinde Energie'yi yener. Barcelona, Betis'i yener vs..."