Dienstag, 28. April 2009

Ersun Yanal ve Tranzonspor


Iki gün bilgsayardan uzak kalmak durumda oldum, futbol piyasasinda akil almaz derecede carpici gelismeler yasandi... Ersun Yanal ve Jürgen Klinsmann'in kovulmalarindan bahsediyorum... Bir sonraki postta, Klinsmann olayina döneriz, simdi Ersun Yanal'in kovulmasiyla ilgili konuya deginelim...

Yanal, son zamanlarda eski heycanimi yitirsem de, bu ligte kâle aldigim az sayidaki teknik adamdan birisidir... Belagatinin kötülügü, karnindan konusup durmasi, icine düstügü kriz anlarindan kendini cok iyi ifade edemesiyle vs. esasinda bir hayli olumsuzluklari beraberinde tasisa da, teknik adamlik acisindan bakildiginda, ayricalikli bir yere her daim konulmayi hakedenlerdendi...

Onun Trabzonspor deneyimi ise beni ümitlendirmisti... Cünkü Trabzonspor'u camia olarak sevmesem de, ligin kalitesinin artmasi, heycaninin yükselmesi acisindan varliklarini Türkcell Süper Ligi acisindan cok önemli buluyorum, o yüzden de güclü olmalarini hep temenni etmisimdir, dedigim gibi cok sevmedigim bir camia olmalarina ragmen...

Ersun Yanal'in performansinin tartisilmaz oldugunu iddia etmiyorum, aksine bir hayli sorgulanmasi gerektigi kanaatindeyim... Trabzonspor performansindan bahsediyorum... Sorgulanmak, tartisilmak, kritize edilmek ile kovulmak ayni seyleri ifade etmiyor ama... Medyaki haberlerde Ersun Yanal'in istifa ettiginden bahsediyor ama ben bilerek kovulmak fiilini kullaniyorum, cünkü ortada bir kisinin gönüllü olarak görevi birakmasi söz konusu degil... Istifaye zorlanilmis, birsekilde baska cikar yolu birakilmamis bir adamdan bahsediyoruz ki, bu da benim icin istifa degil, kovulmak dir...

Bulduklari her firsatta kendilerini övmekten, ne kadar delikanli olduklarindan bahsetmekten bikmayan Trabzonlularin, ayni zamanda silaha meraki bilinmektedir ve kendileri bu durumun konusulmasindan da bir hayli keyif alirlar... Ne ki, silah kullanmaya bu derece hevesli Trabzonlular, kullandiklari silahla hedef belirlemekte ayni oranda becerikli degiller, cünkü kendi ayaklarina sikma konusunda bunlar kadar mahir baska hicbir camia görmedim...

Bundan evvelki dört sezonda lig sonunda Trabzonspor'un aldigi puanlara bakalim...

1. 2007-2008: 49 Puan/ 6. Sira
2.2006-2007: 52 Puan/ 4. Sira
3.2005-2006: 52 Puan/ 4. Sira
4.2004-2005: 77 Puan/ 2. Sira

Bu sezon ise ligin bitmesine henüz 5 hafta varken 53 puan toplamislar ve lig ücüncüsü durumundalar... Yani geri kalan bes haftayi sakin kafayla calisma imkani buldugunu farzettigimiz olasi bir Ersun Yanal-Trazbzonspor beraberliginde lig sonuna kadar 11 puanin daha toplanip 64 puana ulasilarak, ligin en az ücüncü bitirilecegini öngörmemiz hic de hayalperestce olmaz... Bu da demektir ki, alasagi edilen kisi, son bes sezon icerisinde esasinda en iyi ikinci dereceyi elde eden kisi...

Ve Trabzonspor takimini düsündügümüzde bütün sezonu 13 oyuncu ile oynamak zorunda olduklarini görüyuruz... Yani ortada muazzam kaliteli ve ayni zamanda genis kadrosu olan bir takim yok... Hatta daha ileri giderek söylecek olursak, Kayserispor'un, Ankaraspor'un vs. kadrosundan cok daha üstün oldugunu rahatlikla ifade edemeyiz... Trabzon camiasi, harcanan milyon dolarlardan bahsediyorlar... Dogru... Ama bu sadece bu sezon olmadi ki, Trabzonspor, her dönem, üc büyüklerden sonra transfere en fazla para harcayan takim...

Ve siz düz bir mantikla, 'Sivasspor bu bütcesiyle ligin tepesinde dolasirken, biz onlardan üc kat fazla harcadigimiz halde onlarin altinda kaliyoruz o halde basarisisiz' diyorsaniz... Sunu da sormaniz lazim kendinize... 'Ama bizden üc kaf fazla para harcayarak lige giren Galatasaray ve Fenerbahce'De bizim altimizda... Besiktas ise kil payi ile bizden önde...'

Yani aslinda nerden bakarsaniz bakin kabul edilirligi bir hayli tartisilir bir hamleyi gerceklestirmis bulunuyor Trabzonspor... Ama bekleniyordu böyle bir hamle, o ayri... Zira mikro milliyetcilige cok düskün bu sehir, yillardir hep bizim evlatlarimiz klisesi pesinde kosup durmakla mesgul... Yanal'in en bastan beri onlar icin cok sevimli bir figür olmadigini, bu cami üzerinde karabasan gibi dolasan pekcok sayidaki 'Trabzonspor-bilge'sinden biri olan Serdar Bali'nin cümlelerinden okuyabilirsiniz... Ama ligin belli bir süresinde iyi giderken bu baltalar topragin altina gömülmüstü...

Sadece mevcut verilerden hareketle bu alinan kararin sacmaligini anlamak mümkün ama bir de pekii bundan sonrasi ne olacak diye sordugunuzda karsilastiginiz cevaplarla durumun vehametinin sanilandan daha büyük oldugunu görüyoruz... Kim gelebilir Trabzonspor'un basina... Bütün bu son yillarda olan biten sevimsizliklerden sonra kim gönlüyle kendisini atese atmak isteyecektir... Cünkü karsinizda düsünmekten aciz, herseyin en iyisini bekleyen ve hala 70'li yillardaki Trabzonspor efasenesinin rüyasini görmekle mesgul bir camia mevcut ve siz bu insanlarla muhatap olmak zorundasiniz... Yabanci bir hoca, yine olmayacaktir, cünkü gelecek olan bir yabanci hoca ile bundan daha iyi bir yerde olmak mümkün olmayacak bir sene icinde bu da yine, öfkeleriyle ünlü ve bu öfkelerinden hastalikli bir zevk alan bu sehrin insanlarinin o gelecek olan yabanci hocaya da sehri dar etmelerine yol acacaktir... Ve yine sehrimizin evladi edebiyati yapilmaya baslanacaktir...

Yani Trabzonspor hicbir zaman bir daha asla 'Trabzonspor' olamayacaktir...