
Artik iyice ümitsiz bir girdaba girmek üzere olan is arama calismalarimin bir yenisinde, birkac is basvurusunu tamamladiktan sonra laptopu sirtlayip ayrildim kütüphaneden... Sirt cantasini eve birakip
Köln'de bir Türk kahvehanesinde
Fenerbahce'nin macini izlemeye cikacaktim...
O sirada
Show Türk'te
Sivasspor'un macinin verilmekte oldugunu fark ettim tesadüfen. Bilmiyordum. Bir 20 dk. bakabilirdim; öyle yaptim.
Shakhtar'in pas trafigi basimi döndürdü...
Sivas'in durumu ise icler acisiydi nerdeyse; neden bu takimin bu kadar dagitildigini ve bu yeni alinanlarin nerden bulunduklarini anlayamadim...
Ibrahim Sahin isimli adami daha fazla izleyemeyip, 20 dk. dolmadan kahvenin yolunu tuttum. Yoldayken pespese alinan bu maglubiyetlerle artik bir efsanenin sonuna gelindigini düsündüm.
Bu seferde karsima
Trabzonspor'un maci cikti, ben
Fener'i beklerken ekranda...
D-Smart,
Lig Tv, saolsunlar onca para yatiriyorlar bu islere ama anladigim kadariyla maclari dönüsümlü verecek sisteme gecmeyi cok zahmetli görüyorlar... Tiklim tiklim dolmus mekanda kendime yer bulmaya calisirken ne olup ne bittigini anlamadan
Toulouse bir tane daha takti
Trabzon'a...
Bu karsilasmayla ilgili bir sey yazabilecek durumda degilim... Ama alinan sonucun
Trabzonspor'a cürmünden fazla zarar verecegini tahmin ediyorum, düsünüyorum.
Hugo Broos'un icin pespese alinan bu maglubiyetler oldukca büyük sanssizlik...
Ersun Yanal konusunda cok büyük bir hata yapan bu camia umarim ayni hataya bu alinan maglubiyetler sonrasi yeniden düsmezler ve Broos'un ipini cekmeyi akil etmezler...
Derken
Trabzonspor maci biter bitmez mekan sahibi kanali degistirdi ve
Fenerbahce macina kavusabildik. Kalabalik. Arkalarda bir yerde kendime bir tabure üstünde yer bulabilmisim. Önümdep ekrani tam olarak görmemi engelleyen, direk ve insanlar... Zaten karsilasma da baslamisti biz
Trabzponspor maci bitesinceye kadar beklerken. Kadrolari dinleyemedim cünkü spikeri duyamiyordum, oyunculari secemedim, cünkü cok uzakta oturuyordum vs.
Sürec icerisinde anlamistim;
Deivid, Lugano ve
Deniz idi takimda kendisine yer bulanlar, bilinenlerin yaninda...
Deivid ismi sasirtmadi beni.
Deniz; sasirtti ama ayni zamanda bir mantik zeminine de oturuyordu:
Lugano oynadigi icin yanina da bir tane topu geriden sokabilen stoper koymak istemisti
Daum anlasilan.
Lugano'nun oynamasi ise bekleniyordu ama yine bir hayal kirikligi idi benim icin... Daha iki gün önce havaalanina inmis bir adam ne hakla forma giyebiliyor; anlamiyorum... Ama iste
Daum bu, hep böyle yapiyor zaten.
Fenerbahce iyi top ceviriyor. Eyvallah. Tempoyu da yükseltme cabasi icerisinde... Henüz daha bir
Shakhtar seviyesinde degil bu pas trafigi. Zamanla o da olacaktir... Orda sorun yok. Ama o noktaya varana kadar
Sion,
Sivaspor gibi takimlar karsisinda bile pozisyon bulmakta zorlaniyorlar ve zorlanmaya devam edecekler. Bugün de
Sion'un orta göbegi
Fenerbahce'yi kilitlemekte sikinti yasamadi. Burda
Alex'in olmamasinin önemli etkisi var, bunu kabul etmek lazim. Zira
Alex ile
Guiza artik cok iyi anlasmaya basladilar. Onun yoklugunda
Deivid ile
Guiza'nin ayni uyum icerisinde olduklarini söyleyemeyiz. Bunun yaninda
Deivid,
Alex kadar hizli düsünebilen ve ayni zamanda isabetli pas atabilen bir oyuncu degil.
Alex de agir bir oyuncu ama, en azindan cok hizli düsünüyor ve rakip savunma yerlesmemisken pasini aktarabiliyor ileri uca.
Deivid ise ya cok kritik pas hatalari yapiyor ya da pas verme konusunda gecikerek, topu kaptiriyor.
Alex'in
Santos ile sagladigi pas alis veris uyumunu da yine saglayabilmis degil
Deivid. Ama sdece
Deivid'in
Alex'in yerine oynamasiyla tanimlanamazr bu probmlem, zira
Süper Kupa karsilasmasinda da
Besiktas'in üclü orta sahasi karsisinda etkisizdi
Fenerbahce hücumculari.
Alex sahadaydi ve sahanin en etkisizlerindedi...
Bu sorunun asilmasi ancak su sekilde mümkün olabilir saniyorum:
1.
Emre daha fazla ileri cikip takimin hücum kordinasyonlarinda aktif rol oynarak
Alex'in prangalarindan kurtulmasina yardimci olacak, ki bunu son iki mactir yapmaya calisiyor.
2. Su anda da yapiyor ama, ileryen zamanla birlikte artan fiziki gücüyle
Andre Santos soldan iceriye kat ederek, takimin orta saha gücüne de katkida bulunacak.
3.
Daum,
Kazim sevdasindan vazgecip,
Topuz veya
Özer'den bir tanesinin orda oynamasini saglayacak ve bu oyunculardan oynayani,
Santos'un soldan yaptigini sag taraftan yapacak. Yani iceriye katederek
Kazim gibi sürekli sag acik oynamaktan ziyade orta saha- oyuncu kurucu gibi oynayarak hem
Alex ve
Emre'nin yalnizligina care olacak hem de
Gökhan'in koridorunu acacak.
Galiba bu üc husus
Fenerbahce'nin su anda yasadigi hissedilen o "kabizlik" halinden kurtulmasi icin cok önemli araclar...
Karsilasmanin ikinci yarisinda
Semih oynadigi bölümde bu konuda
Deivid'ten cok daha basarili gözüktü... Öyle olmasi da zaten beklenebilir bir durum cünkü gecen sezon da orda oynadigi maclarda
Semih oldukca iyi performanslar sergilemisti. Bkz.
Besiktas-Fenerbahce: 1-2.
Deniz'in sansiz bir sekilde sakatlanmasi ve uzun süre oynayamayacak olmasi karsilasmayla ilgili deginilmesi gereken bir baska husus...
Guiza icin de birseyler söylemeden edemeyecegim. Iyi futbolcu oldugunu düsünüyorum. 14 milyon euro eder mi etmez mi o ayri bir tartisma konusu ama takimin hücum gücüne cok iyi katkilar yaptigi acik. Lakin kabul edelim ki bu adam iyi bir golcü degil. Son vuruslari hic basarili degil. Ikili oyunu oynayabilmesi; hareketligi ile rakip savunmalari dagitmasi; rakip savunmanin arkasina sarkmasi filan harika ama; ama iste iyi bir golcü maalesef degil...