Mittwoch, 24. Februar 2010

Bari sen yapma bunu Ridvan


Ridvan Dilmen, Bursaspor hezimetinden sonraki %100 futbol programinda, Daum'un Alman Die Welt gazetesine verdigi röportajdan bahsediyor ve hocanin menejere ihtiyaci oldugunu söyledigini bunun da anlaminin onun Aykut'tan rahatsizlik duymak oldugunu söylüyor...

Haber su linkten okunabildigi gibi, www.ntvmsnbc.com'dan video galeriye girilerek adi gecen programin 22 subat tarihli sayisindan görüntülere de ulasabilabilir... Video'nun 17:20'inde bu noktalar basliyor...

Simdi gelin Daum'un röportajina bakalim;

"...Oliver Bierhoff ist enorm wichtig. Auch er hat einen großen Anteil daran, dass sich das Bild der Nationalmannschaft so ins Positive verändert hat. Seine Position, quasi die Schnittstelle zwischen Mannschaft und Verband, ist heutzutage in diesem Geschäft unverzichtbar. Bei all´ dem, was auf die Trainer und die Spieler einprasselt, brauchst du jemanden, der dir den Rücken frei hält oder auch mal das Wort ergreift, wenn es unbequem wird..."

Simdi de bunun cevirisini yapalim:

"Oliver Biefhoff cok önemlidir. Alman Milli Takimi'nin resminin pozitif manadaki büyük degisiminde onun da cok büyük bir katkisi vardir. Onun, takimla ile federasyon arasindaki pozisyonu bu sektörde artik vazgecilmezdir. Hoca ve futbolcularin baski altina alindigi her noktada arkanda olan, gerekli noktalarda gerekli aciklamalari yapan böyle birisine ihtiyacin vardir"

Simdi siz bu yazida Aykut'a hocanin lafi nasil getirdigini, Aykut'u ne sekilde ima etmis olabilecegini sormaz misiniz kendinize... Burdan Ridvan Hoca'nin anladigi manada bir yorumu cikartmak onun kelimeleriyle ifade edersek "kizim sana söylüyorum gelinim sen anla" zorlamasiyla ancak mümkün olabilir...

Bu ise neresinden tutarsaniz tutun, elinizde kalir cünkü:

1. Birazcik Avrupa tecrübesi olanlar, Bati toplumunun imalarla konusmaktan cok fazla haz etmedigini daha dogrusu buna yatkin olmadiklarini, söylemek istediklerini daha direk söylediklerini bilir. Bu 'kizim sana söylüyorum gelinim sen anla' anlayisi tam da ifadenin kendisini acik ettigi gibi sark kültürüne aittir...

2. Bati-Dogu arasindaki benim yukarda yaptigim yüzeysel sosyolojik tespitten bagimsiz olarak, bu tip isleri yapanlarin, gazetcileri kastediyorum, yani iste mesela Ridvan Hoca'nin, beyan neyse ona bakmasi gerekir, beyanda olmayanlara mevzuyu baglamasi, kendince zorlamala yorumlarda bulunup, cikarimlar yapmasi dogru olmaz... Röportajin gerek bizi ilgilendiren Bierhoff gerekse de geri kalan kisminda 'Aykut', 'Fenerbahce', 'Daum'un Fenerbahce yasadigi sikintilar' filan seklinde konus basliklari asla sözkonusu degildir... Yukarda link var, isteyen acar okur, Almacasi olmayan da bana güvensin.

3. Bütün bunlarin disinda bu röportajin neden yapildigini bilmemek, konunun ne üzerinde döndügünden haberdar olmamak, sonucta böyle haksiz cuvallamalara yol acar maalesef, cünkü hikayenin esasi su sekildedir:

Alman Futbol Federasyonu ile Löw-Bierhoff ikilisinin basini cektigi teknik ekip arasinda gecen haftalarda bir sözlesme uzatma krizi yasandi. Bu kriz iyi sonuclanmadi ve icerde yasanan tartismalar hic olmayacak sekilde disari yansidi... Daum'a da temelde bu sorulmus; ondan bu krizi nasil yorumladigi ve bu konu hakkinda ne düsündügü ögrenilmek istenmis...

Daum da soruya, Federasyonun bu yaptigini anlamadigini, belki kendi degerini düsürmek istemedigini ama bu sekilde davranarak cok daha büyük bir imaj kaybina ugradigi seklinde yanit vermis.

Akabinde de gazeteci, Bierhoff'un özellikle de bu tartismada cok fazla elestirildigini, en büyük imaj kaybina onun ugradigini ve en önemlisi bugün medyada onun ne icin gerekli oldugu sorsunun soruldugunu söylemis... Iste bütün bunlarin üzerine Daum, Bierhoff konusa deginmis ve yukarda da cevirdigim gibi onun gereksiz oldugu iddia edilen görevinin öneminden hicbir sekilde Aykut'a gölge düsürme imasi tasimayan cümlerle bahsetmis...

Röportajin geri kalan kisminda ise, Daum, eski takimlari Köln ve Leverkusen'in ligteki durumlari hakkinda konusmus...

Bütün olay budur...

Burda sorulacak soru su sevgili Ridvan Dilmen'in nasil böyle bir yaklasim sergiledigidir... Tahmin ediyorum Hoca güvendigi bazi insanlar tarafindan kandirildi... Onun Almanca bildigini sanmiyorum, Alman futbolunu takip ettigine, bu Bierhoff-Löw-Federasyon ekseninde dönen tartismalardan haberdar olduguna inanmiyorum... Galiba birileri- kimse artik o insanlar bilmem ama, iyi niyetli olmadiklari kesin; Ridvan hocayi bu konuda manipüle etmis... O da maalesef özellikle de son haftalardaki sonuclarin kizginligi ile olsa gerek buna inanmis veya inanmak istemis...

Üzücü... En azindan sözkonusu Aykut Kocaman oldugu icin Ridvan Hoca bu konuda daha dikkatli olmaliydi.