İyi oynadığı halde son haftalarda kaybettiği akıl almaz puanların etkisiyle derin bir ruhsal krize girmiş olan takımın ligin hiç de yabana atılmayacak ve Veysel-Necati gibi lig ortalamasını üzerinde bir performansa sahip iki hücumcuyu bünyesinde barındıran takımı karşısında galibiye ulaşması ve bunu rakibine hiç pozısyon vermeden yapması elbette takdir edilecek bir durum...
Evet ortalama bir Galatasaraylı blog yukardaki paragrafla karşılardı büyük olasılıkla takımlarının dünkü maçını... Tabii büsbütün haksız değil bu söylenenler... Hakikaten de Fenerbahçe'de ikinci yarının başlamasıyla birlikte takımın büründüğü sürekli hücumu düşünen ve topu rakip sahada oynamaya çalışan futboldan iki haftadır eser yok...
Ama bu hiç de anlaşılmayacak bir durum değil... Daha önceki postlarda takımın o maçlarda yediği gollerin akıl almazlığından defalarca bahsettik... Bilen de biliyor zaten... Tekrar gerek yok. Bunun üzerine takımın özgüvenini ve heycanını yitirmiş olması da kadar da doğal bir şey yok. Bunun yeniden nasıl kazanılabilir olduğu açık: Takım kötü oynarak da olsa galip gelmeli... O bakımdan dünkü Anlatalyaspor galibiyeti çok önemli... Bunun devam ettirilebilir ve seriye bağlanabilirliği ile ilgili hiçbir şey söyleyemiyorum maalesef... Çünkü birkaç oyuncuyu çıkarttığımızda son derece sıradan bir oyuncu topluluğu ile karşılaşıyoruz...
İşler yolunda gitse, sistemi yerli yerine oturmuş takır takır işleyen bir takım olsa bahsettiğimiz, muhtemelen, Bilica'nın. Cristian'ın, Guiza'nın, Topuz'un hatta Selçuk ve Deniz'in verebilecekleri biraz daha farklı olurdu... O zamanda bu kadar sıradan bır görüntü ıhtıva etmezdi belki... Ama şimdi sadece Emre ve zaman zaman parlayan Santos ve Alex performansıyal ayakta kalmaya çalışıyorlar... Onlar da olmadıpuı veya kötü olduğu zaman sıradanlık kaçınılmazlaşıyor...
Dünkü karşılaşmasını sonuç dışında sevindiren diğer bir olgu ise Deivid idi... Hala onun verebileceklerinin çok gerisinde... Sizleri bilmem ama her şeye rağmen ben Deivid sahada olduğu zaman o soğuk kanlığı, topa hükmedişi, oyun zekası ve güçlü şutlarıyla skorun değişebileceği ümidini taşıyorum... Topuz vermiyor mesela bana bu güveni... Ya da Vederson filan... O yüzden onun aramıza katılması çok önemli...
Evet sevgili okur, yazıdan da anlaşılacağı gibi haftalar öncesinden bu takımdan şampiyonluk adına ümidni kestiğini söyleyen benin, şimdi nasıl yeniden ümıtlendiğini görüyorsunuz... Takım sevgisi böyle bir şey işte... Terk eden sevgilinin attığı herhangi bir sıradan mesajdan acaba yeniden dönecek mi bana ümitlenmesi gibi caresiz bir sevgi bu...
Evet ortalama bir Galatasaraylı blog yukardaki paragrafla karşılardı büyük olasılıkla takımlarının dünkü maçını... Tabii büsbütün haksız değil bu söylenenler... Hakikaten de Fenerbahçe'de ikinci yarının başlamasıyla birlikte takımın büründüğü sürekli hücumu düşünen ve topu rakip sahada oynamaya çalışan futboldan iki haftadır eser yok...
Ama bu hiç de anlaşılmayacak bir durum değil... Daha önceki postlarda takımın o maçlarda yediği gollerin akıl almazlığından defalarca bahsettik... Bilen de biliyor zaten... Tekrar gerek yok. Bunun üzerine takımın özgüvenini ve heycanını yitirmiş olması da kadar da doğal bir şey yok. Bunun yeniden nasıl kazanılabilir olduğu açık: Takım kötü oynarak da olsa galip gelmeli... O bakımdan dünkü Anlatalyaspor galibiyeti çok önemli... Bunun devam ettirilebilir ve seriye bağlanabilirliği ile ilgili hiçbir şey söyleyemiyorum maalesef... Çünkü birkaç oyuncuyu çıkarttığımızda son derece sıradan bir oyuncu topluluğu ile karşılaşıyoruz...
İşler yolunda gitse, sistemi yerli yerine oturmuş takır takır işleyen bir takım olsa bahsettiğimiz, muhtemelen, Bilica'nın. Cristian'ın, Guiza'nın, Topuz'un hatta Selçuk ve Deniz'in verebilecekleri biraz daha farklı olurdu... O zamanda bu kadar sıradan bır görüntü ıhtıva etmezdi belki... Ama şimdi sadece Emre ve zaman zaman parlayan Santos ve Alex performansıyal ayakta kalmaya çalışıyorlar... Onlar da olmadıpuı veya kötü olduğu zaman sıradanlık kaçınılmazlaşıyor...
Dünkü karşılaşmasını sonuç dışında sevindiren diğer bir olgu ise Deivid idi... Hala onun verebileceklerinin çok gerisinde... Sizleri bilmem ama her şeye rağmen ben Deivid sahada olduğu zaman o soğuk kanlığı, topa hükmedişi, oyun zekası ve güçlü şutlarıyla skorun değişebileceği ümidini taşıyorum... Topuz vermiyor mesela bana bu güveni... Ya da Vederson filan... O yüzden onun aramıza katılması çok önemli...
Evet sevgili okur, yazıdan da anlaşılacağı gibi haftalar öncesinden bu takımdan şampiyonluk adına ümidni kestiğini söyleyen benin, şimdi nasıl yeniden ümıtlendiğini görüyorsunuz... Takım sevgisi böyle bir şey işte... Terk eden sevgilinin attığı herhangi bir sıradan mesajdan acaba yeniden dönecek mi bana ümitlenmesi gibi caresiz bir sevgi bu...