Ben tarafsız futbol yazarlığından hiçbir şey anlamadığım gibi zihnimde bir türlü sağlam bir zemine oturtamadığım bir başka kavram daha var: Profesyonellik...
Oyuncu maçtan sonra, üstelik de ezeli rakipleri karşısında kaybettikleri çok önemli bir karşılaşmadan sonra soyunma odasında kakara kikiri telefonla konuşuyorsa; Uğur Meleke, Mehmet Demirkol misali, 2ne var bu adamların hiç mi sosyal hayatı olmayacak, hiç konuşmayacaklar telefonda, bunlar profesyonel isimler' gibilerinden yaklaşımlarını taşıyamıyorum bünyemde... kusma etkisi yaratıyor hatta. O oyuncunun takımı ve forması için taşıması gerektiği asgari amatör ruhtan yoksun olduğunun kanıtıdır. Profesyonellik filan falan iyi güzel de... Bir oyuncu maçtan çıkar çıkmaz kendisini o havadan soyutlayabiliyorsa bu profesyonellik filan değildir, bunun tek bir anmalı vardır; o arkadaş zaten saha içerisinden de o havaya hiç girememiş demektir...
Yıllar evvel, hani şu Halil Üner'li önce muhteşem kurulan ama sene sonuna doğru Gilmorelara, Lokmanschuklara filan kalan takımlı Fenerbahçe var ya, işte o zaman... Bir Efes Pilsen karşılaşmasından sadece Play-Offlar için transfer edilmiş bir oyuncu vardı Taylor Wood mu ne... Adını hatırlamıyorum... Fenerbahçe'nin mağlup duruma düştüğü karşılaşmanın son anlarına doğru aşlınan bir molada ben ekranın başında yenilginin vereceği hüzünle endişeli ve stresli bir şekilde beklerken bu arkadaşın kahkahalar attığını gördüm... O anda TV ye saldırmak geldi içimden... Bu ne biçim bir oyuncu dedim filan... Onun üzerinden yıllar geçti, çok piştim, çok olgulaştım vs. ama hiçbir zaman ona karşı duyduğum öfkenin abartılı ve haksız olduğunu düşünmedim, bir an olsun...
Esas konumuz Arda Turan'ın Fenerbahçe'ye transferi ile ilgili... Yani olacağından değil de ihtimali ile ilgili...
Emre Belözoğlu transferini yaptınız midemiz kaldırmıyordu, hadi adam doğuştan Fenerbahçeli çıktı, var gücüyle kendisini kabullendirmek için uğraştı ve her şeyden önemlisi takımı futbol anlamından bir üst seviyeye çıkarttı o yüzden biraz olsun kabullendik. Zaten kendisinin burdayken de en azından bende Arda Turan kadar bıraktığı bir nefret duygusu yoktu. Sonra tuttunuz yine bünyenin istemediği bir adamı aldınız getirdiniz; Mehmet Topuz. Ne yaparsa yapsın hala kıymeti yok gözümde. Sahada oyununu oynar ben de hakkını veririm onu kutlayarak, iyi oynadığını söyleyerek veya şampiyonlukta katkısı olduğunu ima ederek ama daha ötesi sözkonusu dahi olamaz...
Şimdi de Arda Turan söylentileri çıkmış. Gerçi kulüp yalanlamış haberleri ama biz biliyoruz ki, Aziz Yıldırım bir canlı yayında Arda Turan'ı istediğini söyledi. Yani bizim taraftın ona bir ilgisi var. Allahtan o gelecek birisi değil. Ama ben yine de söyleyeyim şimdiden; bırakın getirmeyi, şayet bir girişimde bulunulsun ben o anda asacağım taraftarlık elbisemi bir süreliğine duvara...
Geçmişte de bunun örnekleri oldu; Tnaju, Feyyaz, Sergen vs. Sergen hala Beşiktaşlı Sergen, Tanju ise kendisinden bahsederken sö Galatasaray'dan açıldığı vakit heycanlanmakta Fenerbahçe'de ise hiç oynamamış sanki hasbam. Profesyonellik bir yere kadar, bu kadar fazla...
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen