Donnerstag, 18. Februar 2010

Sporsever millet


Hollanda ligi de dahil olmak üzere Avrupa'nin her ligine yogun ilgi ve alaka... Avrupa'daki irili ufakli pek cok takim hakkinda baska hicbir ülke futbolseverinin bilemeyecegi kadar malumat...

Liverpool'u kadar Liverpool'u, Schalke taraftari kadar Schalke'yi, Fulham taraftari kadar Fulham'i vb destekleyen seven baska ülkeli futbolsever...

Okullarinda zorunlu yüzme dersi verilen ülkelerdekilerden olimpiyatlari izlemeye daha merakli olan insanlar...

Atletlerin, puz patencilerin, snowboardcilarin bircoklarinin adini ezbere sayabilenler... Belki dogru düzgün snooker masasi olmayan ülkede, O'Sullivan'i, John Higgins, Hendry vs. taniyanlar...

Sunlar bunlar vs vs vs....

Bazen geride durup söyle bir baktigimda manzaraya... Neden bu derece yogun bir pasif izleyici anlaminda ilgi var bu sporlara bu ülkede diye soruyorum kendi kendime...

Hani her tarafta tenis kortlari olan bir ülke olursun... En ufak bir sehrinde dahi... Parklarda vs. Grand slamlarda her daim bir iki teniscin olur. O zaman genclerindeki tenis bilgisini, Nadal, Sampras vs hayranligini anlamlandirabilirsin... Palandöken, Erciyes vs. Isvicre'deki kayak merkezleriyle rekabet halindedir... Sadece Kayseri'den degil, tüm yurttan insanlar bulduklari her firsatta kayaga giderler. Cocuklarin ta kücük yastan bir spor ile iliskisi olsun onu yapar... O zaman bu olimpiyat merakini cözümleyebilirsin.

Bu saydigim özellikleri bizlerden cok daha iyi tasiyan Avrupa ülkelerinde dahi bu derece yogun bir televizyonda spor müsabakalari izleme aliskanligi yokken bizim ülkemizdeki bu pasif izleyicilik saniyorum tam da aslinda olmayan seyle alakali... Yani o sporlari yapabiliyor olsak galiba bu kadar cok izleyici olmayacagiz...

Depresyonda olan bir garibanin bütün kisi evinde oturup film izleyerek gecirmesi veyahut sosyo fobik bir bilgisayar dehasinin ömrünü internette harcamasi gibi... Günlük stresin üzerimize yükledigi negatif enerjiyi bosaltmanin saglikli yollarini bulamadikca vücud kendi kendisini korumak icin hastalikli sekilde bu cihazlara mahkum ediyor bizi... Ev hanimlarinin evlenme programlari veya diz izlemesinden cok farkli degil bence yurdum genclerindeki bu spor ve en basta da futbol izleyicigili... Onlar Ali Riza Bey'e hayran sen Mourinho'ya...

2 Kommentare:

Unknown hat gesagt…

tutunamayanlar'da bu konudan bahsediliyordu aslında. "her türk erkeği gibi x yaşına kadar futbol oynadım, sonra da izlemeye başladım."
cidden garibiz, bir yaşa kadar oynuyoruz sonra bırakıyoruz. yorulduğumuzdan mı yoksa küçük yaştan temeli iyi alamadığımızdan mı bilmiyorum.

Bolat hat gesagt…

abi benim tanidigim bazi insanlar var. amatör olarak oynuyorlar futbolu... inanir misin sadece kendi takimlarinin maclarini izliyorlar bir tek (biri fenerli diger galatasaray) onun disinda hic öyle avrupa ligiyle filan ilgilenmez mourinho kim tanimaz mesela dogru düzgün... oyunu yorumla desen söyledikleri de yusuf'un bilekleri cok iyi neden oynamiyordan ibaret...

bunun nedeni bence dedigim gibi psikolojiyle alakali... tvnin basinda oturup izleye izleye bir noktadan sonra bagimlilik halini aliyor sanki bu is...

kendi hayatimda da ayni sekilde, ne zaman özel ve is-okul hayatim da hersey cok iyi gitti, üretip baska baska islerle hayatimi renklendirdikce, fenerbahce'yi dahi izlemez olmaya basladim.