Dünkü karsilasmayi izlerken sürekli zihimde su cümleler dolasti: Bir de fikstür avantajindan bahsedilip duruyor. Bu zeminle esasinda fikstür avantaji denilen sey tam manasiyle bir dezavantaj teskil edecege benziyor. Keske takimin disarda oynamak zorunda kaldigi karsilasmalarin sayisi daha fazla olsaydi...
Bunlari düsünen sadece ben degilmisim. Ariel Ortega adli blogta da neredeyse birebir ayni seyler düsünülmüs. Arkhe yine benim bir önceki postta yazdiklarima cok paralel seyler söylemis. Ve nihayet Mehmet Demirkol kösesinde bir an evvel maclarin Olimpiyat Stadina alinmasi gerektigini yoksa ev sahibi avantajinin yitirilecegini iddia etmis.
Olimpiyat Stadina gidilmesini mantikli bulmuyorum. Ihtimal de vermiyorum. Ama hemen herkesin üzerinde anlastigi bir gercek var ki bu zeminin canimizi cok yakacagi...
Ya zeminle ilgili nasil olacaksa olacak ve bir an evvel iyilestirmenin yollari aranacak, ya da takim en azindan Saracoglu'ndaki karsilasmalarda farkli bir oyun plani gerceklestirmeye calisacak. Cok sevdigi ve kurmaya calistigi ayaga pas oyunundan bir süre feragat edecek. Ne de olsa, Daum bu isi Fenerbahce'ye su andan Rijkaard'tan daha yogun ve basarili yaptiriyorsa da hala Rijkaard oyunun güzelligini isteyenler icin bir tanri iken Daum bu isin katili...
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen