Montag, 28. Dezember 2009
Daum'u degersizlestirmeye calismanin dayanilmaz hafifligi
Daum ismi etrafinda dolasan iki sacmalik vardi bu sezon basinda hatirlarsaniz:
1. Daum Türkiye liginde sampiyon olmanin kodlarini iyi biliyor; o yüzden onunla birlikte gecelegin takimi kurulamaz, onun tek derdi sampiyon olmaktir... Genclere sans vermez, takiminin güzel futbol pesinde olmasi beklenemez.
2. Daum Avrupa'da basari pesinde olmayan hedefi icerdeki ligi kazanmak olan vizyonu dar bir isimdir...
Kendi cümlelerimle toparlamaya calistim bu zirvayi. Kelimlerim agir, farkindayim. Zirva sifatini da bilinci olarak ve özellikle kullaniyorum, cünkü bu durum bu agir sifati hak ediyor.
Gecen günlerde okudum. Birisi diyor ki, "futbolun güzelligine inanlarin icin Daum'un su oynattigi futbolun kazanmamasi gerekiyor".
Iste. Ilk maddede özetlemeye calistigim klisenin somut bir disavurumu. Futbolun güzelligi ne demek; önce bunun üzerinde anlasabilmek lazim böyle bir yargida bulunmak icin. Güzellik kavrami ise daha cok subjektifsel bir degerdir haliyle rölativtir. Buna ragmen genel kabul gören bir güzel futbol tanimlamasi yapilabilir. Hemen herkesin kabul ettigi üzere Barcelona'nin oynadigi futbolun adi "güzel futbol"dur... Lakin burda büyük bir cogunlugun kabul ettigi bir estetik olgu var ama ayni zamanda somut ve objektif verilerle de desteklenen bir gerceklik var. Son bir sezonda, var olan katildigi her ligte ve kupada basarili olmasa, yani sonuca ulasmasa bu futbol "güzel futbol" olarak kabul edilir miydi; emin degilim...
Gelelim Daum oynattigi ve güzel olmadigi iddia edilen futbola... Bir defa yukarda söyledigim gibi, bu kaniya varabilmek icinhangi veriye sirtimizi yasliyoruz; ona bakmaliyiz. Kim ya da kimler, ne kadarlik bir güruh, Daum'un oynattigi daha dogrusu Fenerbahce'nin oynadigi futbolu güzel olarak bulmamakta? Diyelim cok sayida; o halde bu kaniya varilirken koyulan cita, belirlenen mihenk tasi ne? Barcelona'nin oynadigi mi? Öyle ya da ona benzer bir sey ise, o halde bu kaniya varanlar da ciddi manada bir algi soru var demektir ve gerceklikten kopuk, tahayyül dünyasinin denizlerinde kulac atmaktadirlar denilebilir...
Gerceklikten kopuk olmamasi icin veri alinmasi gereken somut olgu ne olabilir o halde? Türkiye liginde oynayan baska takimlarin oynadigi futbollar. Farz edelim, Besiktas ve Galatasaray, kisa paslarla, sahaya cok iyi yayilarak, geriye dönüslerde cok hizli, ileri cikislarda cok tempolu birer takim huviyetindeler ve vardiklari tempo, bir EPL takiminin gerisinde degil. Buna karsin Daum'un Fenerbahce'si, elinde üstelik buna uygun kadrosu oldugu halde, son derece yavas ve temposuz, forvet uclariyla savunma blogu birbirinden son derece kopuk, ortasahasiz, kanatlari kullanamayan, hic gol pozisyonuna giremeyen ve bulduklari golleri sadece yan toplarla veya karabollerle bulmus bir takim.
Sayet karsimizda böyle bir fotograf varsa bununla ilgili söylenenler yerinde olabilir. Ama gerceklik yine bize aksini söylemektedir. Futbolun güzelligine inanlarin canini sikacak derecede kötü olan ve sistemsiz Fenerbahce ile Galatasaray'in oynadigi oyun arasinda ne kadar büyük farkliliklar var; ciddi manada merak etmekteyim.
Eyvallah, Galatasaray cok daha pozisyon bulan, en azindan bulmaya calisan bir takim olarak gözüktü ilk yarida. Ama bunun Daum ile cok fazla ilgisinin olmadigini herhalde bir miktar izan sahibi herkes tespit edecektir. Bir tarafta, Alex ve Guiza'dan olusan bir hücum hatti. Yarim yarim, Kazim, Emre ve Santos ile desteklenen... Diger tarafta Kewel, Keita, Arda, Baros, Nonda, Elano gibi üst düzey birden fazla isimden olusan bir hücum hatti. Bunlar isiginda sayet Galatasaray Fenerbahce'den cok daha fazla golcü bir takim olmasaydi zaten sorun olurdu... Pekii futbolun güzelliginde savunma nerde duruyor. Yani bir takimin savunmasinin derbederligi önemli midir, yoksa onun da stabil olmasi aranmakta midir? Tahminimce ve mantikli olan geregi savunmanin da saglam olmasi beklenir; eger futbolun güzelligine inaniyorsak.
Yukardaki örnekte elealgimiz gibi Galatasaray hücumda ne kadar iyiyse savunmada o derece sorunlu gözüktü. Hatta futbolun güzelligine inananlarin canini sikan Daum'un takiminin savunmasindan cok daha sorunluydu... E bunu n'apcaz simdi?
Fubolun güzelligine inananlar icin Daum'un oynattigi futbolun kazanmamasi gerekiyorsa, hakikaten bu futbolun bir garabet olmasi lazim. Mesela, sahada oyuncularin kasap gibi olmasi ve oyunu sürekli haddinden fazla sert faullerle durdurmasi gerekirdi. Fenerbahce Türkiye Liginin ortalamasini üzerinde bir sertligi ihtiva mi etmektedir? Kesinlikle hayir...
Pekii Fenerbahce tek gol atan ve mümkünse bunun üstüne yatmaya calisan bir takim midir; büyük ölcüde evet. Pekii bundan dolayi bu takim ve hoca suclanabilir mi?
Rehagel'in hic unutmam harika bir sözü vardi, 2004 Avrupa Sampiyonasini kazandiktan sonra. "Iyi antrenör fantezi pesinde kosan degil, elindeki malzemeye göre sistem kurabilen ve bununla sonuca giden antrenördür".
Daum'un yaptigi da bundan farkli degil.
Daum ile ilgili bu türtespitlerde ve elestirilerde bulunanlarin söylemeye calistiklari bir durum var. O cok pragmatik. Pragmatik oldugu icin zaten güzel futbol pesinde degil, sonuc pesinde kosmakta. Ve pragmatik oldugu icin ondan bir sistem beklenemez; bu sene sampiyon olur ama seneye Allah kerim. Kurduklari mantik bu sekilde.
Hakikaten öyle mi? Leverkusen ile 4 sene calismis bir isim. Aldigindaki Leverkusen ile biraktigindaki Leverkusen arasindaki farki herkes biliyor. Yine bundan önceki Fenerbahce serüveninde, geldigindeki takimla yine biraktigindaki takim arasindaki kalite farkini herkes bilmekte, görmekte... Böyle bir isim icin nasil bunlar söylebilir anlamak mümkün degil...
Hocalik tarzini veya bazi uygulamalarini elestirmek baska birsey... Ama yukarda söyledigim laflari etmek bambaska... Avrupa'da basariyi önemsemez, vizyonu dardir kismiyla ilgili de bir sonraki yazida görüselim...
Abonnieren
Kommentare zum Post (Atom)
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen