Sonntag, 20. September 2009

Balon


Mario Gomez, futbolculugu yaninda karakteriyle de sevmedigim bir isim. Bayern'e 35 milyon euroluk maliyetle transfer olmasi sonrasinda kücük dilimi yutar gibi olmustum. Cünkü bana göre bu fiyatin dörte birini dahi degmez. Jansen ve Podolski transferleriyle birlikte Gomez transferi benim icin Hoeness'in bir efsane olmadiginin isaretidir.

Bayern forvetinde birikmislik görmezden gelinecek gibi degil. 4-4-2 icin kurulmus olan forvet hatti, 4-3-3 e gecildikten sonra cöplüge dönmüs durumda. 4-4-2 devam ediyor olsaydi, Gomez-Klose, Gomez-Olic, Toni-Klose, Olic-Toni seklinde bir ikiliyle sahaya cikilir diger iki isim de kenarda beklerdi. Kart cezasi, sakatliklar vs. derken cok büyük sorunlar cikmadan isler yürütülebilirdi...

Lakin sistem 4-3-3 e gectikten sonra forvetteki iki ismin Ribery ve Robben olmasi kesin. Geriye yukarda saydigim isimlerin hepsi icin bir yer kaliyor. Bu isimlerden hem Ribery'nin alternatifi olabilmesi hem merkezde oynayabilmesi, hem de form durumuyla su anda en sansli olani Olic.

35 milyon euroluk balon Gomez ise sezon basindan bu yana aldigi bir yigin sansi cöpe atarak futbolseverlerin büyük bir cogunlugunu evet ama beni sasirtmadi.

Gerek milli takim gerekse de Van Gaal da memnun degil artik bu gidisattan ki, son karsilasmalarda Gomez'i oyundan cikartiyorlar sürekli. Israil'deki SL macinda da ilkonbirde dahi baslayamamisti zaten. Bugün de yine Nürnberg karsisinda etkili olamadi ve cikmak durumunda kaldi. Kendisini cikartan Van Gaal'a yönelik yaptigi, "hoca beni cikartti ve sonunda oyunu kazandi, o zaman dogru yapmistir" demeciyle dorumdan hosnutsuzlugunu belli etti.

Gomez'in bu sezonun en büyük hayal kirikliklarindan birisi olacagina emindim, zaman beni hakli cikartiyor sanki.

Keine Kommentare: