Mittwoch, 15. Juli 2009

Lugano ve Dimyat Pirinci


Lugano'ya Fenerbahceli taraftarlarin büyük bir muhabbet besledigi dogru. Ama ben o gurubun icinde degilim.

Oyuncu olarak, evet, iyi bir futbolcu. Zaman zaman yerini kaybetse de, bir hayli savruksa da, oyunu okumasi ve acmasi yetersizse de, takim icinde verdigi mücadele ile sahip cikilmasi, kadroda tutulmasi tercih edilecek bir oyuncudur...

Gelgelelim bu oyuncu, gectigimiz sezonun ortalarindan itibaren yönetimin israrli tekliflerine ragmen takimda kalmaya yanasmamis ve kendisine Italya'da bir kulüp arama yolunu secmistir... Bu amacta, sakatlanma riskinin de önüne gecmek icin Galatasaray karsilasmasinda yaptigi kasitli hareketle 4-5 maclik ceza alma yoluna bile basvurmustur...

Simdi görüyoruz ki Fenerbahce'nin teklif ettigi 3 milyon euro ücreti kabul etmeyen; yilligina 4 milyon euro isteyen ve bunun da ilk iki yilligini pesinen ödenmesini talep eden arkadas, bekledigi gibi Italyan kulüplerine kapagi atamayinca yeniden dönüp dolasip Fenerbahce'nin kapisinda almis solugu...

Duygular der ki, "siktir edin gitsin". Ama biliyoruz ki Daum kendisini ister takimda. O olmazsa da muhtemelen baska bir stoper arattiracaktir Fenerbahce'ye... O yüzden yeniden anlasma yoluna gidilmesi Lugano ile, ama bu sefer yönetimin elinin daha güclü oldugu bir halde, muhtemeldir...

Duyumlarimiz Fenerbahce'nin daha önceki önerdigi 3 milyon euro'nun da altina inecegi ve 2.5 önerecegi dogrultusunda. Aslinda 2 milyon euro dahi önerilse yeridir. Haketmistir zira kendisi bunu ve Fenerbahce'ye muhtactir su asamada...

Tabii bu Lugona serüveni Fenerbahceli taraftarlar icin bir ders olmus mudur bilemem. Fenerbahce camiasinda söyle bir taraftar kitlesi var:

Lugano olsun, Zico olsun, Aragones olsun, Daum olsun gelen her ismi öncelikle büyük bir hosgörüsüzlükle karsilarlar... Ilk hatalarinda da kellesini ister... Tabii Fenerbahce'nin kimseye yaranamayan baskani Yildirim da, genelde arkasinda durmaya calismistir bu isimlerin, bir müddet en azindan... Dinemo Kiev maci sonrasi Zico'nun kovulmasini isteyenlerin de, Lugano'dan bu ligte en az on tane bulabiliriz diyenlerin karsisina cikan ve 'onu bizzat kendim begendim ve aldim, bu takima faydali olacaktir' diyen isim olarak belirir Aziz Yildirim.

Ama sonra iste, Aurelio gibi, Tuncay gibi, Lugano gibi futbol hayatini baska yerlerde devam ettirmek isteyen oyuncular takimdan ayrilmak istediklerinde caresiz kalan yönetime yukardaki paragrafta betimlemeye calistigim taraftar kitlesi öfke kusmaya baslar. Tuhaf bir sekilde kendilerini oyuncularin yaninda konumlandirirken, yönetimin daha dogrusu Aziz Yildirim karsisinda kendilerini konumlandirilar... Olaylari bilmeseniz ve bu insanlarin gözünden okumaya calissaniz, israrla takimda kalmak isteyen isimlere cesitli kaprisleri ve sevimsizlikleri yüzünden kapiyi göstermistir Yildirim.

Iste olan biten bu Lugano olayi, daha öncesinde yasanan Tuncay ve Aurelio olayinin da aslinda ne sekilde cerayan ettigini net birsekilde önümüze koymaktadir.

Keine Kommentare: