Samstag, 24. Januar 2009

Sivasspor-Galatasaray: 2-0

Haftanin en önemli maclarindandi. Ligin tepesindeki iki takim karsi karisiya geliyor. Beklenti cok yüksek elbette. Ama o da ne; futbola bu derece cok önem verilen, sadece yerlisi degil Avrupa'daki nerdeyse bütün liglerin yakindan takip edildigi bir ülkede; ciddi bir tezat olarak böyle akil almaz derecede berbat bir sahada, zeminde futbol oynanilmak zorunda kaliniyor. Oyuncularin ayakta durmasi mümkün degil. Top ceviremiyorlar. Futbol oynanmanin ötesinde zemin oyuncularin sakatlanmasina yol acacak ciddi dezavantajlar tasiyor. Özellikle yedek kulübelerinin önündeki o su birikintisinin varligi dahi tek basina skandaldir ve o bölgede herhangi bir oyuncunun ciddi manada sakatlanmamasi icten bile degildir. Nitekim Mohammed Ali sakatlandi. Daha dogrusu yaralandi demek lazim. Sakat kelimesini futbol icerisinde bir terim olmasi nedeniyle bu skandali hafifletici etki bile tasiyabilir; o yüzden kacinmak lazim.

Maca gelirsek... Galatasaray bu rezil sahaya ragmen top oynamaya calisan, iyi kötü pas girisimlerinde bulunan, tam manasiyla tehlikeli olmasa da hafif capta tehlike kokan varyasyonlarda bulunan tarafti. Ta ki Ümit Karan'in atilmasina dek. O ana kadar mac daha cok beraberligi hak ediyordu, illaki bir galibiyet cikacaksa bunu hak eden taraf Galatasaray'di. Ama Ümit Karan'in atilmasi sonucu direk etkiledi. Umarim hakem Ümit Karan'i hakli bir kararla atmistir. Eger Ümit Karan'in dedigi gibi su parcaciklarina attigi tekme nedeniyle sicrayan buz taneciklerinin üzerine hakemin üzerine gelmesiyse bu kirmizi kartin nedeni; cok yazik. Bu noktada Herr Skibbe'ye hak vermemek elde degil. Hak vermemek elde degil, elde olmasina da, kendisine insan sormadan da edemiyor: Hakem hatalariyla kazandiginiz maclarda neden bunlardan bahsetmiyordunuz sevgili Hocam?

Neyse cok deginmeye gerek yok daha fazla hakem konusuna. Macin ikinci yarisi ise, bir hayli heycanli ve Sivasspor adina eglendirici gecti. Son zamanlarda takimlarimizda dikkatimi cekmeye baslayan skor olarak rahatlayan tarafin sonrasinda eline gecen gol sanslarini laubalice ve özensizce harcamasinin bir benzerini Sivas'ta da gördük. Mac daha farkli olabilirdi de. Unutmadan; Ümit Karan'in karti icin birsey diyemiyorum ama, Yaser'in kesinlikle kirmizi kart görmesi gereken yerde de sariyla yirtmasi kayitlara gecmeli ve Skibbe'ye bunu da hatirlatmali.

Keine Kommentare: