Dienstag, 6. Januar 2009

Ölmeden evvel izlenmesi gereken 5 saheser

Her nekadar "spor" belli basli türleriyle ilgili yazi yazdigimiz bir blogsa da burasi, arada bir böyle kacamaklar yapip farkli konulara dalip cikmak istiyorum. Bunlardan birisi de, sinemaseverlere nacizane film önerileri:

1. Yol:
Ilk sirayi Yol'a vermemin nedeni bahsettigim filmler icerisinde en eskisinin onun olmasidir.


2. Masumiyet:

Sinemasever olup da bu filmi izlememek, izlememis olmak mümkün mü? Zeki Demirkubuz'un iddiasiz, minimalist ama ayni zamanda mesela bir Nuri Bilge Ceylan gibi sanat sinemasi modernistliginin sikiciligi icerisine hapsetmeden cektigi filmleriyle benim yönetmenim oldugunu söyleyebilirim.

3. Yazgi:

Üstadin bir diger saheseri. Albert Camus'un eseri "Yabanci" dan esinlerek yazilmis senaryosuyla Masumiyet'e nazaran daha agir ve daha felsefi bir film demek mümkün. Bu filmde de aynen yukardaki Masumiyet'te oldugu gibi erkek oyuncu degil de yardimci erkek oyuncu performansina dikkat cekmek isterim. Birinde Haluk Bilginer, digerinde Engin Günaydin, oyunculugun doruklarinda dolasiyor.

4. Piyano Ögretmeni:

Nobel ödüllü yazar Elfriede Jelinek'in ayni adli eserinden uyarlanma Haneke filmi. Bu filmi izleyebilmek icin elbette oldukca saglam sinirlere sahip olmak lazim. Bilenler bilir, bilmeyenler icin Haneke'nin ne tarz bir yönetmen oldugunu anlatmak icin ise uzun uzun ayri bir post yazmak lazim. Bu film cercevesinde sunu söyleyelim sadece: Jiletle masturbasyon yaptiriyor kadina.

5. Gecmisi olmayan adam:

Aki Kaurismaki'nin herbir filmi digerinden güzel. Arasindan secmekte zorlandim. Hepsini buraya yazmak mümkün. Ama 5 film yazmak durumda kaldigim icin bir tanesini sectim. Gecmisi Olmayan Adam'i. Aki Kaurismaki, minimalist sinema dilini, kuru, köseli, yani kaygan olmayan ironisyle süsleyen bir yönetmen. Ayni zamanda anlatimindaki berrakligi onun sikici olmamasinin en büyük etkeni.

Keine Kommentare: