Montag, 17. August 2009
Fenerbahce-Sivasspor: 3-0; güzel galibiyet
Maci izleyenler biliyor. Skorun anlattigi kadar rahat bir galibiyete ulasamadi Fenerbahce. Karsilasmanin 70. dakikasinda gelen gol- ki acik ofsayt, biraz daha gecikseydi su anda bambaska seyler yaziyor olabilirdik. O ilk golü bulunca devamini da artik bekleniyordu...
Nasil ki farkli galibiyetler kötü oyunun üstünü örtemezse, ofsayt olan bir golle ulasilan zorlu bir galibiyet de iyi oyunun üstünü örtemez. Iyi oyundan ziyate, verilen mücadelenin...
Denizlispor karsilasmasindan sonra yazdigim postta, gecen yila nazaran Fenerbahce'nin Denizli ayarindaki takimlar karsisinda daha rahat pozisyona giren bir ekip oldugunu ve bunun bir sene öncesinin takimindan ileriye dogru bir gidis oldugunu söylemistim.
Bu karsilasmada ise bir baska farka daha sahit olduk: Gecen yilki Fenerbahce, böyle sert ve agresif pres yapan takimlar karsisinda ayni direnci ve sertligi gösteremiyor oyundan cabuk düsüyordu... Bu sezon ise, en azindan su geride kalan Sivasspor macinda gördük ki, basta Emre, Cristian ve Gökhan olmak üzere bu agresiflige ayni agresiflikte cevap vermeye calisan bir takim var sahada...
Tabii hersey olaganüstü degil... Mücadele cok iyiydi ama, görüldügü gibi iyi kapanan sert bir takim karsisinda üretken olmakta hala zorluk cekilecek... Koskoca bir ilk yarida rakip kaleye yaklasamadi Fenerbahce... Ikinci yari ise, gole kadar kaydeger iki pozisyon vardi: Emre'nin kisisel cabalariyla yarattigi pozisyon ve direkten dönen sutu; Önder'in kornerden gelen topa öndirekte yaptigi kafa vurusu... Burda tabii maalesef 8. dakikada sakatlanan Alex'in yokluguna yormamak lazim bunu. Böyle sert rakipler karsisinda Alex de cogu zaman etkisiz kalmakta...
Alex'in sakatlanmasindan bahsetmisken, onun yerine giren Deivid'in, Carlos ile birlikte takimin en kötüsü oldugunu ve Daum'un Aragones döneminden ezberledigimiz degisiklik varyasyonlarinin disinda da bazi hamlelere girismesi gerektigini söylemeden edemeyecegim... Mevcut yedek kulübesinden dolayi Daum'un Alex'in yoklugunda Deivid'i kullandigi söylebilir... Dogrudur, ama tecrübelerim ve hislerim bana, yaninda Özer oturuyor olsaydi da Daum Deivid'i oyuna alirdi, demekte...
Gökhan Gönül ve Emre'nin mücadelesine ve gösterdigi iyi oyuna özellikle dikkat cekmek isterim. Bence tartismasiz ikisi takimin en iyisiydi... Emre'nin vücud dilinde 'bu takimin lideri benim' dedigini görür gibiydim... Hakikaten de verdigi mücadele, cektigi sutlar, kaptirdigi topun pesinden deli gibi kosususu, maci illaki kazanmak istemesiyle, Alex'e lider nasil olur dersi veriyordu adeta... Ben kendisinin transferinden dolayi cok kizmistim yönetime ama simdi görüyorum ki haksizmisim... Fenerbahce'yi birkac vites yukariya cikartiyor Emre ve farki yaratan isim oluyor... Lugano'yu bile affetmeye hazirlanan bu camia sen böyle devam ettikce, sana dünden yüregini acacaktir; emin ol...
Fenerbahce savunmasi yine yürekli hoplatti epeyce; tahmin ediyorum... Bunlar olacaktir... Ikili birbirlerine alisincaya ve üzerinlerindeki güvensizlikten kurtuluncaya kadar sürecektir bu durum. Cikilan 5 resmi karsilasmada kalesinde sadece 2 tane gol görmüs bir takimin savunmacilarina biraz daha tolerans göstermenin vakti geldi saniyorum... Önder'i rahat birakip Carlos'a baksalar biraz da Fenerliler cok iyi olacak...
Abonnieren
Kommentare zum Post (Atom)
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen