Özlemisim... Birkac haftalik futbolsuzlugun üzerine kosa kosa gectim tv'nin basina. Fenerbahce bildigimiz gibiydi. Bursaspor karsisinda yine pozisyon bulmakta zorlandi. Bunun nedenleri belli: Kazim ve Ugur, Fenerbahce'nin oynadigi sistem geregi, takimi hücuma tasimakla mükellefler, ne iki ikisi de bu konuda yeterli performans sergileyemiyorlar. Burda da kalmiyor aksaklik. Bu sistemde bu oyunculardan birisi, diger kanattaki cizgiye inip takimina pozisyon yaratmaya calisirken, digeri ceza sahasina kendi kanadindan bindirme yaparak, rakip ceza sahasi icerisinde cogalmayi saglamali. Maalesef bu da cok fonksiyonel degil. Ne Kazim, ne de Ugur, diger maclarda oldugu gibi dün de tehlikeli olabilecek bir tane dahi orta yapamadilar ceza sahasina.
Hucüm sikintisinin bir diger nedeni, Guiza'nin gerisinde oynayan iki oyuncunun- ki bu dünkü macta Alex ve Deivid'di; olmasi gerektigi kadar hareketli ve delici olmayislari. Yan bu oyuncular takimin savunma veya önlibero oyuncularindan aldiklari toplari hücum bölgesine tasimak ve buraya gelindiginde ya forveti pozisyona sokmak icin ara toplar santraforla varyasyonlar yapmak durumunda ya da kendi dripling yetenekleriyle rakip defans oyuncularinin dengesini bozarken hücumda cogalan diger arkadaslarina pozisyon yaratmak durumdalar. Alex'in dripling özelligi zaten yok. Deivid'de var. Ama o da hala cok formsuz. Bu iki oyuncu formsuz ve hareketli olmayinca, ayni zamanda ilerdeki eleman Guiza ile de yeteri kadar uyum icinde olamadiklarindan (ikili-üclü kombinasyonlarla iceriye katetmek gibi) geriye bir tek care haliyor; Alex'in rakip stoperlerin arkasina Guiza'yi uzun toplarla kacirmak. Bu ise maalesef yeterli olmuyor.
Bütün bunlarin üzerine Fenerbahce göbegini tutan Selcuk-Maldonado-Deniz-Josico gibi oyuncularin hicbirinden geriden gelip rakibi sutlari ve paslariyla tehdit edecek durumda olmadiklarini eklersek, sikintinin temeli ortaya cikar maalesef.
Bütün bunlara ragmen, Fenerbahce'nin rakibine pozisyon vermemesi ve bir maci daha gol yemeden tamamlamasi sevindirici elbette. Öyle bir his var ki icimde bu sezon Türkiye Kupasi Fenerbahce'nin.
Takimin parildayani: Selcuk
Tüm caliskanligi ile savunmadaki verimliligini hücumda da saglamaya calisiyor. Ve cabasi karsilik da görüyor. Bir macta daha golü buldu. Onun attigi golü dahi "ya görüyor musunuz, Alex attirdi yine diye" gargara yapanlar Galatasaray macinda iki kornerde pespese rakibi tehdit eden ve bunlardan birini gol yapan kisinin Selcuk oldugunu ve bundan da önemlisi o ortalar hicbirini Alex'in yapmadigini hatirlamak istemiyorlar.
Takimin döküleni: Gökhan Gönül
Gecen seneki Galatasaray ile oynanan kupa macinda yaptiklarindan beri sevmiyorum bu cocugu. Fena futbolcu olmadigina ben de kanaat getirdim ama, abartildigi kadar olmadigini düsünüyorum ayni zamanda. Fakat kendisi "oldum ben" derdinde herhalde ki, orta yapmasi gereken hicbir pozisyonu dogru hamleyle degerlendiremeyip, tek basina show yapma derdine düsmekle ve daha da ötesi bütün bu sacmaliklarinda topu rakibe kaptirarak takiminin geride eksik yakalanmasina neden olmakla sahanin en berbat oyuncusu madalyasini boynuna takmayi sonuna kadar hak ediyordu. Ama koyunun olmadigi yerde her daim Abdurrahman Celebi muamelesi göreceginden, ondan bu konuda düzelme de beklemiyorum.
Hakem:
Begendigim bir hakem degildir. Yine peynir ekmek dagitir gibi dagitti sari kartlari. Galiba, Deivid'in cezasahasi icerisinde eline carpan topu da atlayarak Bursaspor'un penaltisini vermedi. O anda mac 1-0 di hala.
.....
Birkac sözde Bursaspor icin etmek istiyorum.
Bursaspor bence lig standartlarinda getirebilecegi en iyi hocayi getirdi. Potansiyelleri zaten var. Biraz daha iyi bir kadro kurabilirlerse, özellikle Samet Aybaba'nin takimin basina bela ettigi yabancilardan kurtulup dogru düzgün birseyler bulabilirlerse gelecek yillarda Ertugrul Saglam ile birlikte güzel ve günesli günlere yelken acacaklardir, eminim.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen