Daum bundan iki sene evvel yaklasik olarak cok ciddi bir riskin altina girmis, tarihi güclü geleneksel ama ayni zamanda 80'li yillardan sonra mütemadiyen krizler icerisine olan sorunlu bir camianin beklentileri büyük bir döneminde Köln'ün basina gecmisti. Hans Peter Lotour'dan devre arasinda aldigi takimini o sezon sonunda bir üst lige, 1. Bundesliga'ya cikartamamisti. Ama esas olarak ondan beklenen bir sezon sonraki basariydi zaten. Bastan baslayabilecegi, transferlerini kendi yapabilecegi bir sezona basliyordu Köln ile ve yapmasi gereken 1. Bundesliga'ya cikmakti. Zorlandi, hem de cok zorlandi, uzun bir süre tabelada ilk üce dahi giremedi, ama basardi, Köln'ü 1.Bundesliga'ya cikartti.
Simdi de amac, takimini orda tutabilmek evvella. Daum bu; vizyonu genis bir adam. Fenerbahce'ye israrla Appiah'i aldirdiginda, hem de 8 milyon Euro'ya, Mehmet Demirkol'un yazisini bir otobüs yolculugunda okumustum, K. Maras-Adana hattinda. Daum'a öfke kusuyordu, Aurelio varken, Kemal varken, Slecuk varken, Olcay varken vs vs vs bu isim alinir mi diyordu özetle. Zaman Demirkol'un ne kadar gudik Daum'un da ne genis bir futbol vizyonuna sahip oldugunu gösterdi. Ve simdi o Daum, Inter formasini giymis, Bremen ile SL'de basarili maclar cikartmis, yine Bremenle, duble yapmis Wome'yi transfer ettirdi takimina. Avrupa Sampiyonasinda Portekiz Milli Takimi'nin kaptani Petit'i aldirdi, Potekiz'de yilin futbolcusu secilen Geromel'i transfer ettirdi. Ümit ve Mondragon gibi deneyimli, Sampiyonlar Ligi oynamis, milli takim tecrübesi olan iki ismi zaten bir sezon öncesinde aldirmisti.
Ista Daum bu, simdiye kadar, Isvicre'den, Avustrya'dan veyahut Rhein bölgesinin kücük takimlarindan yetisen vasat oyuncularla beslenen dar vizyonlu FC Köln'ü bütünüyle milli ve deneyimli oyunculardan kurdu. Ancak öyle stabil ve birinci ligte daimi olan bir takim kurulabilirdi ona göre. Sezonun ilk yarisini 22 puan ile kapatti. Simdilik iyi durumdalar. Ikinci yari da hedefleri 23 puan toplayip 45 puan ile ligi kapatmak. Bu da saniyorum onlari 13 ile 10. sira arasinda bir yerlerde tutar.
Girisi cok uzattik; esas amacim Daum'un Köln'ün yerel gazetesi Kölner Stadt Anzeiger'e verdigi röportajdan özet sunmakti. Simdi ona gecelim:
KSTA: Herr Daum, önce Wolfgang Owerath, Daum ve Meier, simdi de Podolski; burdan söyle bir anlam cikartabilir miyiz: Köln güclü bir gelecek yaratmak icin eski basarililara mi dönüyor?
Daum: Hayir. Cünkü mesela Podolski Köln'deyken Köln muazzam basarilar elde etmedi ki oraya geri dönsün. Podolski'yi takip ettik. Münih'te futbolcu olarak kendisini cok gelistirdi. O yüzden Podolski'yi aldik biz evvela. Tabii Köln ile Podolski arasinda özel bagi da gözardi etmiyorum.
KSTA: Sizin Köln'de olmadiginiz vakitlerde, Köln'de gecmisteki basarilara hüzünlü gözlere bakan
bir melankoli hakimdi. Simdi ki Köln, ileriye dogru bakabilecek özgüvene sahip mi?
Daum: Tabii ki gururuyluyuz, Köln'ün gecmisinden ve o gecmisi yapan degerleden dolayi. Ama ayni zamanda cok iyi biliyoruz ki, Kön'ün gelecegini olusturmak icin günlük hedefler olusturmaliyiz. FC Köln yeniden bir perspektif olusturdu kendine. Takimdaki gelismeleri düsündügünmüzde iyimser olmamak elde degil. Hissediliyor ki, burda bir takim iyi isler yapiliyor, insanlarin bu takima güveninin artmasina yol acacak.
KSTA: Podolski'nin transferi krilma adina bir adim midir?
Daum: Podolski'yi transfer edebilmis olma duruma geldigimiz icin su anki takima tesekkür edebilmeliyiz. Bunu unutmamak lazim. Takimin yasamasina adina insanlarin gösterdigi yogun caba cok güzel.
KSTA: Kölnlü birisi icin bir fenomen midir, insanlari sicak kalpli bir sekilde karsilamak?
Daum: Kölnlüler tabii ki sunun farkinda: Sayet Podolski Köln sevgisine sahip olmasa burda olmazdi, derdi para olsaydi su anda cok baska yerde olurdu. Ista taraftarla da bunun karsiligi olarak büyük bir sevgiyle kucakliyorlar Podolski'yi.
KSTA: Eminiz ki Podolski Köln'ün olusturmaya calistiginiz bu geleceginde bir hayli dominant bir rol oynayacak. Genel anlamda futbolda yildizlara nasil bir yer acilmistir, yoksa onlar aslinda isin ruhunu bozmakta midirlar?
Daum: Tabii ki hayir. Futbolda taraflarin kendiriyle kimliklestirebilecekleri yildizlara her zaman ihtiyac vardir. Yildizlarla calismak bana her zaman cok büyük haz vermistir. Cünkü yildizlar sonucta takimlari icin her zaman onlardan beklenenden daha fazlasini vermeye hazirdirlar.
3 Kommentare:
Her kim ki kanatlara ve kanat beklerine sahip bir F.Bahçe'nin teknik direktörü olsaydı, başarılı olacaktı.Piyango Zico'ya vurdu.
Daum vizyonu olan bir teknik direktör olsaydı habire ortasaha alan futbol cahili yönetime kanat oyuncusu aldırırdı, eldeki fazladan ortasahaları iç oyuncusu olarak oynatmak yerine.
Nitekim Appiah'ı da alsanız kanatlarınız olmadan Avrupada hüsran yaşarsınız.Oysa kanatlarla birlikte bir Aurelio ile ışıldarsınız.
Hocam ama bilmiyoruz bu konuda aralarinda nasil bir iletisim oldugunu. Elindeki kanat oyuncularinin yeterli oldugunu düsünmüs ve aldirmamis yönetime bence dediginiz gibi Daum yanlis yapmistir ve vizyonu ile ilgili süpheye düsmek yerinde. Ama öbür taraftan bilmiyoruz aslinda bu durumu, yani kanat istedi mi istedi de alinamadi mi vs.
Fakat bunlardan gayri, genel anlamiyla Daum'un oyuncu secimi ve calistirdigi takimlara yaptirdigi trasnferlele vizyon sahibi hoca oludugunu düsünüyorum ben her zaman.
Ben de sizin gibi düşünüyordum, kabahatin yönetimde olduğunu.
Yalnız yazınızda belirttiğiniz gibi Appiah'ı büyük paralara aldırmış bir hocanın yönetime kanat futbolcusu aldırmak için baskı yapmaması hiç de hoş değil.
O kadronun ziyan olup Avrupa başarısı görmemesinin sorumlusu hem yönetim hem Daum'dur bence.
Kommentar veröffentlichen